ROBERT PİETRO
Zenginler kendilerine verilen basit , kara metalden yüzüğü takmak yerine onu eritip altınla , gümüşle , farklı değerli madenlerle elde ettikleri alaşımlarla yeniden dövdürüyor , kendi maddi ve mevkisel konumlarını halkın gözünün içine sokuyorlardı . Ülkenin en zenginleri genelde pırlantalı yüzükler taksalarda işgal sınırlarının genişlemesiyle savaşta yaşanan ölümlerle birlikte en zenginlerin bile böyle yüzüklere verecek parası kalmamıştı . Zenginler bile maddi sıkıntı çekiyorken fakir halk ne yapsın ? diye düşündü , bazılarının taktığı için utandığı yüzüğü parmağında gururla sergilediğini hayal ederken . Çoğu kişi taktığı yüzüğün görüntüsünü değiştirip süsleyip değerli göstermek veya askeri alanda kendini kanıtlayıp rütbesel bir yüzük takmak gibi hayaller kuruyordu . Jonas ise o yüzüğü takmaktan gurur duyacağına emindi . Diğerleri gibi olduğu , doğduğu , geldiği yeri inkâr etmek ya da bundan utanmak aklına yatmıyordu . Tam tersine olduğu , doğduğu , geldiği şartlara rağmen gelecekte olacağı konuma yükseldiği için kendisinden gurur duyacak , her yüzüğüne baktığında içinde büyüdüğü ortamı ve şartları hatırlayacak , başka kimsenin bu şekilde yaşamaması için elinden geleni yapacaktı . Bu onun hayali , hayalinden öte gelecek adına koyduğu hedefler bütününün varış noktasıydı . “ Yüzük verip orduya çağıracaklarına krallık yok oluşa doğru sürüklenirken , insanlar açlıktan ölürken kılını kıpırdatmayan zenginlerin altın yüzüklerini parmaklarıyla beraber alsalar ülke şu noktada olmayacak .
” Robert ’ ın “ Aynen öyle .” diyerek kardeşinin sözlerini onaylamasının ardından kalın bir ses yükseldi .“ Ulvir !” 50li yaşlarında sarı saç ve sakalı beyaza dönmüş kilolu , tıknaz bir adam ritimsiz adımlarıyla onlara doğru geliyordu . Örülü sakalı göğsüne kadar iniyordu . “ Artık çıksak iyi olur . Gece olmadan Sarmalkök ’ e varmamız lazım .”
Ulvir kafasıyla onayladı . “ Tamam , sen herkese hazırlıklarını tamamlamalarını söyle .” Başıyla onaylayan Eldrien , tam gitmek üzereydi ki geri döndü . Ulvir ’ i kolundan tutup kulağına yaklaşıp fısıldadı .
Jonas , ne dediğini duyamasa da suratından endişeli olduğunu anlayabilmişti . Babası da aynı şekilde onun kulağına fısıldayarak verdi yanıtını .
Ama onun yüzünde buruk bir gülümseme vardı . Eldrien , kahkaha atıp omzunda duran elin üstüne elini koydu minnettar bir şekilde ve teşekkür edercesine başını eğdi . Kahkahası bitip kafasını tekrar kaldırdığında yanında duran
Robert ve Jonas ’ a baktı . “ Robert her gün daha da irileşiyorsun .” deyip omzuna sertçe vurdu . Robert ’ ın omuz ve göğsüyle egosu da kabardı . Gülümseyerek Jonas ’ a dönen yaşlı adam “ Sen de büyümüşsün .” demekle yetindi .“ Demeseniz fark etmeyecektim .”
Eldrien ’ in gülümsemesi siliniverdi . Babası ağzına hâkim ol dercesine baktı , gülümsemesinin altındaki tehditkâr bakışlarıyla . Tıknaz adam homurdanıp
Ulvir ’ i dostane bir şekilde omzundan sarstı ve çizmeleri ile yerde çukurlar açarak uzaklaştı . O tarafa bakmasa da babasının ikaz eden bakışlarının üstünde olduğunu biliyordu .
14
FKDAL Kültür , Sanat , Edebiyat Dergisi No : 3