FAYDA KOLEJI
Ayeti kerime dünyanın tavanı olan gökyüzünün korunmuş
olduğunu bizlere bildiriyor. Ne ile korunuyor Gökyüzü sorusuna
cevap, ozon tabakasıdır.
Allah’u Teala çöl bedevisinin inkar edemeyeceğini fakat 2000 yılının
teknolojisinin keşfedebileceği bir mucizeyi bir kelime ile bizlere
bildirir ve bir din ve bilim çatışmasının söz konusu olmayacağını
göstermiştir bu konu hakkında bir örnek daha vermeyi gerekli
görüyorum bu muazzam örnek insan oğlunun yaratılışının ne
derece mucize olduğunu ve bunun bilim adamları tarafından
1400 sene sonra keşfini gözler önüne sereceğiz. Müminin Suresi
14. ayette şöyle buyrulmuştur: “Sonra o damlacığı asılıp tutunan
bir şeye dönüştürdük. Sonra asılıp tutunan şeyi, bir çiğnemlik et
parçası haline getirdik. Sonra bir çiğnemlik et parçasını, kemik
olarak yarattık. Sonra kemiğe et giydirdik.” Tercümede geçen “bir
çiğnemlik et” ifadesi, arapça “mudga” kelimesinin karşılığıdır.
Kemiğe giydirilen et vurgulanırken geçen “et” ifadesi ise ayette
“lahm” kelimesi ile anlatılır. Bu deyim “taptaze et” gibi eti vurgular.
Bu ayrımın altını çizmekte fayda vardır. Zira embriyo başlangıçta
kemiksiz bir çiğnemlik et formundadır. Embriyodaki kıkırdak
doku, ayette söylendiği gibi sonradan kemikleşmeye başlar. Yine
aynen ayetin söylediği gibi kemikleşme başladıktan daha sonra kas
etleri oluşarak kemikleri sarar. Ayette geçen “lahm” kelimesi kas
etleri için kullanılmaktadır. Kuranda 1400 yıl önce haber verilen
durumun bilim adamları tarafından yakın dönemde ele alınması
bizim 1400 yıl kaybettiğimizi gözler önüne sermektedir. Şimdi
soruyorum sizlere değerli okurlarım hala günümüzde devam eden
ateizm akımı, oryantalist ve müsteşriklerin başlattığı tartışmalar
neticesinde 1400 yıl kaybettik tekrardan Allahın
kitabına yönelmeyerek bir daha 1400 yıl kaybetmeyi göze alabilir
miyiz o kadar ömrümüz kalmış mıdır? Bütün bunlar neticesinde
ilmi tartışmaları bir kenara bırakarak daha reel daha pozitif bir bakış
açısıyla din ile bilimin sımsıkı bağını görmezden gelmek en başta
kişinin kendine saygısızlığını göstermektedir. Sadece Müslüman
bilim adamları kuranda yer alan bilimsel mucizeleri görmekte
değil batılı bilim adamı prof.. Joly sumson, jinekoloji ve obstetrik
profesörü ‘’ Kuran birkaç yüzyıl evvel gelmiştir ve ne keşfettiysek
teyit etmiştir. Bu demektir ki Kuran,Allah’ın sözüdür’’. Diyerek din
ile bilimin birlikteliğini teyit etmiştir. İslam dini ilme ve bilme büyük
önem vermiştir nitekim peygamberimiz hz muhammed s.a.v. ‘ in
bu konuda şöyle buyurmuştur; ‘’İlim talebi için yola çıkan kimse
dönünceye kadar Allah yolundadır.’’)[Tirmizi, İlim 2, (2649); İbnu
Mace, Mukaddime 17, (227)] Tüm yazıyı toparlarsak islam dini bilme
ilme ve akla büyük önem verdiğini ve bu konuda inananları teşvik
ederek ilim öğrenmenin ve öğretmenin faziletinden bahsederek
bizi aydınlatmıştır herhangi bir şüpheye mahal vermeden. Gayret
bizden Tevfik ALLAH dan dır vesselam.
DİN KÜLTÜRÜ VE ALHLAK BİLİGİSİ ÖĞRETMENİ
FATİH TAŞKIN
29