FUSKA MAG 2 | Page 29

fUSKA MAG inceleme FİLM fUSKA MAG inceleme FİLM

28 FUSKA MAG FUSKA MAG FUSKA MAG FUSKA MAG FUSKA MAG 29

dükkanı açan ikili ile mahallenin tutucu ahalisi arasında başlangıçta bazı gerginlikler yaşansa da, Harvey Milk’in yoğun çalışması ve mücadelesi sonucunda bölge, geylerin ve de her cinsten diğer radikallerin rahatça hayatlarını sürdürdükleri bir yer haline dönüşür..

Düşünüldüğünde, hiç de kolay olmayacağı idrak edilebilecek bu dönüşümün ve daha sonraki bir kaç yıl içinde de gelecek olan politik kariyerinin mimarı olarak Milk'in bu başarısının altında, sadece eksantriklerin desteğinin yeterli olamayacağı açıktır.. Esprili ve güler yüzlü haliyle gayet sempatik biri olan kahramanımızın, gencinden yaşlısına, Heteroseksüeller de dahil her cinsel tercihten ve görüşten insanların desteğini alabilmesi, bu mini devrimin gerçekleşme sebeplerinden en mühimidir..

Karşılarında olan kalabalık güruh için günah yuvası, yandaşları açısından ise bir vaha anlamı taşıyan ortamı yaratmak, Harvey Milk'i tatmin etmekten pek uzaktır.. Zira, mahallelerinin hemen dışı ya da ülkenin tümü göz önüne alındığında hiçbir sorunları çözüme kavuşmamıştır ki; üstelik eşcinsellik karşıtı çeşitli yasa teklifleriyle ve kampanyalarla, ülke çapında üzerlerine gelmeye devam edilmektedir..

Milk, bütün bunlarla daha yakın seviyeden ve resmi kanallarla mücadeleye girişmenin önemine uyanmıştır; kesin bir sonuca gidilebilmesi için, resmi platformda mümkün olabildiği kadar yerlerini almaları şarttır..

San Francisco Şehir Meclisi Üyeliği seçimlerini hedef olarak tespit eden Milk, üç başarısız denemenin ardından dahi karamsarlığa kapılmayarak, 1977 yılındaki dördüncü denemesinde konsey üyeliği seçimini kazanır; böylelikle ülke tarihinde ilk kez eşcinselliğini saklamayan biri, devletin bir meclisinde üst düzey yöneticiliğe seçilmiştir..

Mensubu olduğu 'evrensel' azınlığın haklarını, üyesi olduğu siyasal platformda savunan Milk, eşcinsel karşıtı yasanın meclisten geçmesini de engelleyince, artık, mücadelenin bir ikonu haline gelmiştir..

Milk'in son seçimden muzaffer çıkması, biraz da, oylama sisteminin değiştirilmiş olmasından kaynaklanmıştır; bu yeni durumla merkez dışından gelen oylar önem kazanınca 'alt tabakadan' başka insanlar da şehir meclisine girerler..

Bunlardan biri de, işçi sınıfından bir babanın on çocuğundan biri olan ve son olarak da itfaiyecilik yapan, Vietnam Savaşı gazisi Dan White (Josh Brolin)'tır..

Temiz yüzlü, iyi aile babası görünümlü bu adamın, Harvey Milk'in de kaderini belirleyecek vahim bir olayın faili olduğuna şahit olduğumda ise, "şaşırdım" desem yalan olur..

olur.

Gus Van Sant'ın yönettiği, son Oscar'da senarist Dustin Lance Black'in En İyi Özgün Senaryo ve Sean Penn'in de -ikinci kez- En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazandığı Milk, Penn'in aktörlük alanında (Şimdiye kadar olamadığını düşünüyorsanız eğer) artık devleştiğini, altından kalkamayacağı herhangi bir rolün kalmadığını gösteren; belgeselvari üslubuyla da dönemin atmosferini yansıtmakta çok başarılı, biyografik bir dram..

Cinsel tercihini en başından beri kabul ve deklare etmiş, bu durumda oluşabilecek tüm komplekslerden de kendini arındırabilmiş; ayrıca, kendi gibi olanların da kesinlikle gizlenmeden açığa çıkmalarını hayatı boyunca telkin etmiş, cesur bir eşcinselin yaşamını anlatan Milk -benzer bir cesaretle- büyük bir 'homofobik' çoğunluğu çileden çıkartabilecek gerçeklikte sahnelere de yer vererek, toplumu bu netameli mevzuda dürtüp rahatsız etmeyi kendine misyon edinmiş, mükemmel bir film..