Milk : Eşcinsel Mücadelenin Yılmaz Savaşçısı ya da Zarif İkonu
- Siz geyler aile ve toplumdan söz ediyorsunuz ama çocuk bile yapamıyorsunuz..
- Tanrı biliyor ya, denemeye devam ediyoruz..
Doğrusu ‘bihakkın’ eşcinsel olan ve kendi gibi olanlarınki başta olmak üzre tüm hor görülen kesimlerin haklarını da hayatı pahasına savunan Harvey Milk'in, kıt beyniyle kendisine laf sokmaya çalışan bir adama 'ağız payı' olarak anında verdiği bu alaycı lakin kibar yanıt, onun, gayet tehlikeli mücadelesi içinde bile hiç eksilmeyen neşeli kişiliğini bize yansıtır gibidir..
Evet.. tabiri caizse, geylerin Martin Luther King'i sayılabilecek önemde bir şahsiyet olan Harvey Milk'i, sinemanın mühim oyuncusu Sean Penn'in Milk adlı filmdeki 'mükemmel ötesi' oyunculuğuyla tanımış oldum..
Yetmişli yılların sonuna doğru, Amerika'da resmen -küçük çaplı- bir devrim gerçekleştirmiş bu ilginç kişinin, adını bile duymamıştım; amma sonradan içim nispeten rahatladı, çünkü sadece ben değil, gösterim çıkışında yaptıkları itiraflarından anladığım kadarıyla, entelektüel düzeyi beni fersah fersah aşan yazar taifesi de ondan habersizdi..
Sırf bu 'öğretici' özelliği sebebiyle bile filmin, değerli bir 'biyografik belge' görevi yaptığı söylenebilir; her ne kadar, bu gey politikacının hakkında bir zamanlar yapılmış ve Oscar dahi kazanmış, The Times of Harvey Milk adlı bir belgesel film, mevcutsa da..
Belli ki, 'hastalıklı' bir azınlık olarak çağlar boyunca hep görünmemeye çalışan, diğer çoğunluk tarafından da görmezden gelinmesi yeğlenen; bariz hale geldiğinde de 'anlamaya' tenezzül dahi etmeden acımasızca ezilen bir zümrenin sesini yeterince duyurması, zamanımızda bile pek mümkün olamıyormuş..
I have a dream
1930-1978 tarihleri arasında yaşamış, Amerika’nın (Büyük ihtimal dünyanın da) eşcinselliğini gizlemeyen ilk aktivist-politikacısı olan Harvey Milk’in, kırk yaşına girdikten, öldürüldüğü güne kadar olan yaşantısının gerçek öyküsünü anlatan film, geylere karşı yürütülen kampanya ve operasyonları hatırlatan arşiv görüntüleriyle açılıyor; suikasta kurban gideceğine neredeyse kesinlikle inanmış Milk'in -ölümünden sonra dinlenmek üzere- hazırladığı ses bandına kayıt yapma sahnesiyle de gelişiyor..
Bu açıklamalara ve ayrıca da gerçek bir yaşantıyı anlattığından sonu belli olan hikayesine rağmen, film, seyir zevki ve heyecanı zerre eksilmeden, başından sonuna merakla ve de heyecanla seyrediliyor..
New York'ta yaşarken, Scott Smith (James Franco) adlı yeni bir sevgili bulduğuna ve akabinde de 40 yaşına girdiğine tanık olduğumuz Milk, bir süre sonra, o dönem de bir çok eşcinselin yaptığı gibi, sevgilisiyle birlikte San Francisco’ya taşınır..
Yerleştikleri yer, işçi sınıfından insanların ve ülkenin dört bir yanından gelen hippilerin, geylerin falan, nispeten yoğun olarak yaşadığı Castro mahallesidir..
Burada ‘Castro Camera’ adında küçük bir fotoğrafçı dükkanı açan ikili ile mahallenin tutucu ahalisi arasında başlangıçta bazı gerginlikler yaşansa da, Harvey Milk’in yoğun çalışması ve mücadelesi sonucunda bölge, geylerin ve de her cinsten diğer radikallerin rahatça hayatlarını sürdürdükleri bir yer haline dönüşür..
görüntüleriyle açılıyor; suikasta kurban gideceğine neredeyse kesinlikle inanmış Milk'in -ölümünden sonra dinlenmek üzere- hazırladığı ses bandına kayıt yapma sahnesiyle de gelişiyor..
Bu açıklamalara ve ayrıca da gerçek bir yaşantıyı anlattığından sonu belli olan hikayesine rağmen, film, seyir zevki ve heyecanı zerre eksilmeden, başından sonuna merakla ve de heyecanla seyrediliyor..
New York'ta yaşarken, Scott Smith (James Franco) adlı yeni bir sevgili bulduğuna ve akabinde de 40 yaşına girdiğine tanık olduğumuz Milk, bir süre sonra, o dönem de bir çok eşcinselin yaptığı gibi, sevgilisiyle birlikte San Francisco’ya taşınır..
Yerleştikleri yer, işçi sınıfından insanların ve ülkenin dört bir yanından gelen hippilerin, geylerin falan, nispeten yoğun olarak yaşadığı Castro mahallesidir..
Burada ‘Castro Camera’ adında küçük bir fotoğrafçı dükkanı açan ikili ile mahallenin tutucu ahalisi arasında başlangıçta bazı gerginlikler yaşansa da, Harvey Milk’in yoğun çalışması ve mücadelesi sonucunda bölge, geylerin ve de her cinsten diğer radikallerin rahatça hayatlarını sürdürdükleri bir yer haline dönüşür..