FUSKA MAG 1 | Page 29

fUSKA MAG FİLM fUSKA MAG FİLM

25 FUSKA MAG FUSKA MAG FUSKA MAG FUSKA MAG FUSKA MAG 26

Miyazaki’den Berkin’e…

Sadi Çilingir

Berkin Elvan’ımız kısacık yaşamında hiç Miyazaki filmi izlemiş midir acaba. Uykusundan uyanabilseydi, Japon ustanın eserlerini tanıtmak isterdim ona. Yetim Pazu ile gökten düşen Sheeta’nın ‘Gökteki Kale’nin sırrına nasıl ulaştıklarının hikâyesine, ‘faşist olacağıma domuz olmayı tercih ederim’ diyen Porco Rosso’nun maceralarına, Chihiro ve diğerlerinin fantastik serüvenlerine ortak etmek isterdim onu. Miyazaki’nin barışı, dostluğu, doğayı yücelten benzersiz dünyasını onunla paylaşmayı isterdim.

Canlandırma sinemasının büyük ustasının veda filmi olduğu söylenen son çalışması ‘Rüzgar Yükseliyor / Kaze Tachinu’yu Küçük Prens’imizi yitirmenin hüznüyle izledim. İçimdeki kederle Miyazaki’nin her daim beni benden almış şiirsel dünyasına sığınmak istedim. Göklere, uçaklara olan tutkusuyla tanıdığımız Japon usta bu kez uçak tasarımcısı Jiro Horikoshi’nin biyografisinden yola çıkmış.

Çocukluk yıllarından başlayan uçma tutkusuyla mühendislik eğitimini tamamlayan Horikoshi’nin gerçek öyküsüne odaklanmış anlatısıyla, filmografisine damgasını vurmuş fantastik unsurlardan büyük ölçüde arınmış, daha yetişkin bir izleyiciyi hedeflemiş bu kez Miyazaki. Jiro’nun eğitim yıllarında tanıklık ettiği, Tokyo’yu yerle bir eden 1923 yılı ‘Büyük Kanto Depremi’ni ustalıkla resmediyor usta yönetmen. Hemen ardından ekonomik bunalım yılları ve doğal kaynakların yetersizliğinden kaynaklanan saldırganlıkla Almanya ile birlikte militarizmin tırmanışa geçtiği 1930’lar Japonya’sından manzaralar beliriyor beyazperdede.

Tutkulu mühendisin tasarımcısı olduğu tümüyle metalden yapılmış ilk avcı uçağı, yükselen militarizmin emrinde bir ölüm makinesine dönüşecek ve tarihten bildiğimiz üzere Japonya’nın mahvını hazırlayacaktır. Miyazaki’nin önceki çalışmalarına kıyasla hayli karanlık bir tonda ilerleyen bu son çalışması, genç Jiro’nun idolü İtalyan uçak tasarımcısı Kont Caproni ile paylaştığı düş sekanslarında rahatlatıyor izleyiciyi. Thomas Mann’in ‘Büyülü Dağ’ından dizeler ya da Schubert’in ‘Kış Yolculuğu / Winterreise’den ezgiler büyük yıkım öncesinde sessizce akıyor perdeden.

Miyazaki insanlığa umudunu koruyarak bitiriyor filmini. Paul Valéry’nin dizelerini ödünç alarak: ‘Rüzgar Yükseliyor!… Yaşamaya Çalışmalıyız!’

Sevgili Berkin Elvan, yüzemediğin denizleri, okuyamadığın kitapları, izleyemediğin filmleri, yaşayamadığın aşkları çaldılar senden. Engel olamadık, affet bizleri. Göklerden bir yerden bizleri duyuyorsan sana söz: Yükselen rüzgârlarda küçük Berkin’lere daha mutlu ve özgür bir yaşam sağlamak için mücadeleye devam edeceğiz.