Entertech Dergi - Sayı 1 Entertech Dergi - Sayı 1 | Page 37

risi de öğrencilerim. 25’e yakın yarı zamanlı öğrencim çalışıyor, akademisyenler çalışıyor orada. O yüzden dekanlıkla kurumsal iletişimi birbirinden ayrılmaz olarak görüyorum. hocaların, mutlaka ve mutlaka piyasaya da entegre olup kendi kurumunun kurumsal iletişimini yapması gerekiyor. İyi birer ileti- şimci olmaları açısından da bu çok önemli. Ben buna inandığım için yaklaşık 10 yıldır İstanbul Üniversitesi’nin de kurumsal iletişimini yapıyorum. En büyük desteği de araştırma görevli- lerimden alıyorum. Ve tabi en önemli güç kaynaklarımdan bi- İstanbul Üniversitesi İle- tişim Fakültesi’nin tarihi, yapılanması ve genel olarak çalışmalarından bahseder misiniz? titü, yüksek okul ve fakülte oldu. Şu anda 3 bölümümüz var. 1950’den şu ana kadar gelmesindeki en önemli süreç burada belli bir kültürün oluşması. Biz şu anda teorik ve uygulamayı birleştiren bir fakülte kimliğini oluşturmaya çalışıyoruz. 1950 yılında kuruldu burası. Buradan çok çok önemli ga- zeteciler, sinemacılar, televiz- yoncular yetişti. Türkiye’nin iletişim alanındaki ilk okulu. Daha sonra sırasıyla ens- Buraya gelen öğrenciler ciddi bir puanla giriyorlar. Gerçekten çok ciddi, iyi bir iş gücüne sahibiz. Şu anda X, Y ve Z kuşağın- dan öğrenciler alıyoruz. Bunlara iyi adapte olmamız lazım, bek- lentilerine göre ve “Gelecekte iletişim alanında neler olacak?” bunu iyi bilip fakülte olarak sağlamamız gerekiyor. Bugüne kadarki yapmış olduğumuz çalışmalar, bunların hepsi ciddi bir kültür oluşturdu iletişim alanında. Fakültede son dönemde çok aktif şekilde çalışmalar yapılıyor. Yürüttüğünüz projeler nelerdir? Ben 2002 yılında dekan yar- dımcılığı görevini üstlendim. Sonra yurt dışına gidip geldik- ten sonra dekanlık öncesinde de aynı görevi 4 yıl sürdürdüm. Fakültenin her dönemini çok iyi biliyorum. Öğrencilere her zaman yakın olmaya çalıştım. Gerçekten onlara çok güveni- rim. Onların yenilikçi fikirlerine çok önem veririm. Bunu ya- nında şu anda 94 tane öğre- tim elemanımız var. Çok ciddi iyi bir kadroya sahibiz. Akade- mik anlamda gücümüz çok yüksek. Ancak belli bir zaman içerisinde bazı şeylerin artık değişmesi gerekiyor. Örneğin halkla ilişkiler ve tanıtım diye bir isim olmaması lazım ar- tık. Kurumsal iletişime doğru yöneliyor. Gazetecilik de artık evriliyor. Yani basılıdan ziyade gördüğünüz gibi her yayının, basılı yayının mutlaka bir web sitesi var. Mutlaka bir haber portalı var. 90’lar itibariyle yeni medya süreçleri başladı. O yüzden hepsi değişiyor. Hepsi değiştikçe ne yapmamız lazım bizim? Kendimizi yenileme- miz lazım. Projeksiyonumuzu genişletmemiz lazım ve gele- cekte iletişim alanında neler olacağını ortaya koymamız lazım. Bunun için işe komisyonlar- dan başladık. Örneğin eğitim komisyonumuz var. Dünyada ne gelişmeler oluyor iletişim alanında, Türkiye’de kimler, neler yapıyor, buna bakıyorlar. Uluslararasılaşma adı altında bir koordinatörlüğümüz var. Burada da hangi ülkelerle ne- ler yapabiliriz diye bakıyorlar. Bilim ve Araştırma Komisyo- nu’muz ve koordinatörlüğümüz var. Burada da örneğin Tekno- kentle birlikte bilimsel alanda nasıl, ne çalışmalar yapabiliriz diye araştırmalar yapıyoruz. 35