ENAMOUR MAGAZINE SUMMER | FALL 2015 | Page 88

intown Anafartalar Çarşısı’na giderseniz... If you go to Anafartalar Mall… Ulus Çarşısı’na yakın olan giriş kapısında sizi Attila Galatalı’nın sanat kuramını yansıttığı büyük seramik panosu karşılayacak.  Biraz ilerideki ikinci girişte ise Füreya’nın çamur sanatında tüm hünerini ortaya koyduğu şahane bir renk cümbüşü sizi bekliyor. Diğer katların hepsinde Füreya’nın  daha küçük boyutlu ikişer seramik panosunu, bir başka usta kadın seramikçimiz Seniye Fenmen’in ikişer çalışmasını göreceksiniz. Arif Kaptan, Nuri İyem ve Cevdet Altuğ’un yapıtlarını ise çarşının girişi hariç diğer tüm katlarında bulabilirsiniz.   (Bulmanız hiç zor olmayacak yeter ki katlar arasında gezinirken duvarlara, sütunlara biraz dikkatlice bakın, merak etmeyin size kendilerini belli edecekler.)     Ankara’nın ilk yürüyen merdiveninin basamaklarındasınız. Katlar arasında inip çıkarken Cevdet Altuğ’un insana sonsuzluk hissi veren o devasa duvar rölyefine hafifçe dokunabilirsiniz.  Çarşıyı en alttan en üst kata kadar tıpkı gökyüzü gibi  kucaklayışı üzerinizde hem şaşkınlık hem de hayranlık yaratacaktır.   Unutmayın ki çarşının içindeki eserleri oluşturan sanatçılardan hiçbiri artık aramızda değil. Peki, kimdi onlar? Attila Galatalı 18 yaşında geçirdiği menenjit yüzünden işitme duyusunu kaybetmişti.  Seramikte devingen organik yüzey kuramını geliştiren bu değerli sanatçımızı 1994’te yitirdik. Cevdet Altuğ gibi çarşı içinde tek bir çalışması bulunan Attila Galatalı, seramiğin yalnızca renk ve dokudan olmadığını, özü hareket olan bir yüzey sanatı olduğunu düşünür. Sanatçının uluslararası ödül kazanmış Güneş-Yuvarlak Motif adlı çalışması Vallavris Picasso Müzesi’nde sürekli sergiye alınmıştır. Türkiye’nin ilk çağdaş seramik sanatçısıydı Füreya. Çamurla,  40’lı yaşlarındayken tüberküloz tedavisi gördüğü İsviçre’deki hastane odasında tanışmıştı. Narin parmakları arasından kayan kilin yumuşaklığında keşfettiği büyü, onu yaşama bir kırk yıl daha sımsıkı bağladı. Doğu duyarlılığını Batı tekniğiyle harmanlayan sanatçı, çağdaş Türk sanatında seramiğin yolunu açan isim oldu. Ünlü bir sanatçı ailenin mensubu olan Füreya’nın yaşamı yazar Ayşe Kulin tarafından kaleme alınmıştır.  In the entrance way near to Ulus Bazaar, you will come across Attila Galatalı’s big ceramic panel, which reflects his artistic theory. A bit further on, at the second entrance there is Füreya’s clay art, which she put her amazing talent into, displayed in a stunning array of colours. On the other floors you will see Füreya’s smaller double ceramic panels as well as her works done together with the other artist Seniye Fenmen. You will find Arif Kaptan, Nuri İyem and Cevdet Altuğ’s works on all floors, other than the ground floor (it won’t be hard at all for you to find them, as long as you look closely at the walls and columns. (Don’t worry! They’ll appear by themselves as you walk the floors) 86 Summer Fall 2015 You are on the Ankara’s first escalator. As you go up and down between the floors you can lightly touch Cevdet Altuğ’s huge wall relief, which gives a sense of eternity. Stretching from the lowest to the highest parts of the mall as the sky, it creates feelings of excitement and admiration. Let us not forget that none of the artists, who made these art works, are with us any longer. Who were they? Attila Galatalı lost his hearing at the age of 18 because of meningitis. This artist, who developed a dynamic organic surface theory of ceramic art, passed away in 1994. Like Attila Galatalı, Cevdet Altuğ, who only has one work in the mall, thought that ceramic art is not just simply about color and texture, but an art of surface inspired from movement. This artist’s international award winning piece ‘Sun-Circle Motif’ is permenantly on exhibition at the Vallavris Picasso Museum. Füreya was Tu rkey’s first contemporary ceramic artist. She first encountered clay at a hospital in Switzerland, where she was treated for tuberculosis. The magic she discovered, in the softness of the clay moving between her delicate fingers, added another 40 years to her life. This artist, who blended Eastern sensibility with Western techniques, became the one who paved the way for ceramics in contemporary Turkish art. Life of Füreya, who was a member of a famous artist family, was later written by Ayşe Kulin.