Birbirleriyle
ilişkilerini
soruyoruz.
“Çok
samimiydiler. Aralarında münazara yapıp, yaptıklarını
eleştirip konuşurlardı. Cevdet Bey Füreya’ya
‘Hanımefendi bir bak bakalım, nasıl oldu?’ diye
seslenirdi. Çok kibar insanlardı.”
Bizimle paylaştıkları için Ali Aslan’a teşekkür
edip çarşıyı Ankaralı ressam Aykut Tanrıseven ile
dolaşmaya devam ediyoruz.
Anafartalar Çarşısı’na mimari açıdan ve içindeki
sanatsal değerlerle bir bütün olarak baktığınızda
ne söyleyebilirsiniz?
Anafartalar Çarşısı ödüllü bir yarışma binası. Mimari
özellikleriyle bir dönemi yansıtıyor. İçindeki, değerli
sanatçılara ait eserler de öyle. Bu yönüyle bu mekanı
bir ‘plastik sanatlar müzesi’ gibi görüyorum. İçeriği,
İstanbul’daki Manifaturacılar Çarşısı ile aynı özelliğe
sahip. Bu tarihi yapının, özellikle Türk seramik sanatı
açısından bir okul niteliği taşıdığını, sanat okulu
öğrencilerine bu çalışmaları inceleyerek ders çıkarma
olanağı sunduğunu düşünüyorum.
İçerideki eserlerin hepsi değerli gerçi, ama siz, bir
sanatçı gözüyle, en çok hangisi ya da hangileri
üzerinde durursunuz?
Ayrım yapmak zor ama özellikle Nuri İyem’in soyut
duvar resminin kayda geçecek önemde olduğunu
düşünüyorum. Nedeni şu: Genellikle figüratif
resimler yapan usta bir sanatçımız Nuri İyem. Çok
kısa sürmüş bir dönemsel çalışmanın ürünüdür bu
resimler. Buradaki soyut çalışmalar, hem Nuri İyem’in
kendi sanat hayatı hem de Türk sanatı açısından
bir kaynak teşkil ediyor; üstelik de duvar üzerine
uygulanmış haliyle karşımızda duruyor.
Başka?
Attila Galatalı’nın giriş katındaki büyük seramik
panosu sanatçının estetik kuramını yansıtan bir
çalışma olması bakımından önemli. Attila Galatalı,
“Ekoloji” adını verdiği seramikleriyle bir anlamda
Anadolu’nun sanat mirasının sentezini yapmıştır.
Hem panolarında hem de seramiklerinde yüzey
dokusunu çok etkili biçimde kullanmış, yer yer bu
dokulara ışık gölge oyunları yapacak biçimde hacim
kazandırmıştır. Seramik yüzeyinde oluşturduğu
ritmik dalgalanmalarla yapıtlarına hareket, kütle
mekân ilişkisine de süreklilik getirmiştir. Panolarında
seramikle duvar arasında kurduğu ilişki çok
uyumludur. Geometrik yüzeyleri iyi kullanan
sanatçı, optik etkili kabartmaları da renk yönünden
ahenkle bütünleştirmiştir. Bunun dışında ilk kadın
seramikçilerimiz Füreya ve Seniye Fenmen’in
dönemsel işlerini temsil eden çalışmalar var burada.
Sonuç olarak, Anafartalar Çarşısı, Türkiye’de
sanatçıların eserlerini aynı mekânda biraraya gelip
oluşturdukları çok ender yapılardan biri ve kesinlikle
korunmalı.
We ask about their relationships with each other: “They
were on very friendly terms. They had discussions
between each other, and were talking, criticizing what
they had done. Mr.Cevdet would ask Füreya, ‘Madam
have a look, how is it?’ They were very polite people.”
We thanked Ali Aslan for all the stories he shared with
us and continued to walk around the mall with the
painter Aykut Tanrıseven, who is from Ankara.
When you look at Anafartalar Mall from an
architectural point of view, and the artistic worth
of what’s inside, as a whole, what can you say?
Anafartalar Mall is an award winning building. Its
architectural features reflect an era. The works that
belong to the great artists do as well. In this way I see
this place as a “plastic arts museum”. The inside of the
mall has the same quality as Manifaturacılar Mall in
Istanbul. This historical piece, especially fr