A
li Aslan, çarşı esnafıyla yaptığımız
ayaküstü sohbetlerden birinde
çıkıverdi
karşımıza.
Üçüncü
katta, Füreya’nın evrensel yaşam
döngüsünü çağrıştıran seramik panosunun
önünde. 50 yıl önce Anafartalar Çarşısı
inşaatının şantiyesinde şef yardımcılığı yaptığını
duyunca şaşırdık. Şimdi 70 yaşlarında. Çarşının
üçüncü katındaki manifaturacı dükkânında
perde dikiyor. Ankara İktisadi Ticari İlimler
Akademisi’ni 1960’ların başında bitirmiş.
Anafartalar Çarşısı inşaatında şantiye şefi
yardımcılığına da şantiyedeki tek üniversiteli
olduğu için getirilmiş. Bina henüz kaba
inşaat halindeyken iç duvarlara birbirinden
muhteşem seramik panolar yapan usta
sanatçılarımızın çalışmalarına bizzat tanıklık
ettiğini öğrenince heyecanımız artıyor. “Bunları
yaparken tek bir yardımcı bile kullanmadı. Her
şeyi kendi elleriyle, tek başına yaptı. Diğerleri
de öyleydi. Cevdet Bey (Altuğ). Bir buçuk
yıl boyunca o koca iskelenin tepesinde tek
başına çalıştı. Burada gördüğünüz her eserin
üzerinde inanılmaz bir emek ve göz nuru var.
Sabah erkenden gelirlerdi. Sekiz – sekiz buçuk
gibi. Gün ışığında, hava kararıncaya kadar
çalışırlardı. Her şeyi kendileri getirir, kendileri
yapardı. Sacdan tavaları vardı. Boyalarını
kendileri getirir, kullandıkları malzemeyi,
hamuru sac tavanın içinde kendileri karardı.
Bir de çalışırken üzerine örtü örtüyorlardı, 10
Kasım 1964’teki ilk açılıştan önce çalışmaları
hiçbirimiz görmedik. Ama Füreya Hanım’ın
meselâ ‘Öyle şeyler yapacağım ki dünya
durdukça duracak’ dediğini hatırlarım. Bazen
yemeği hep birlikte yerdik. Bir gün, Attila Bey’di
sanırım, ya da Cevdet Bey, karıştırmış olabilirim,
şöyle demişti: ‘Antik yerlerde mesela Efes’te
gördüğünüz eserler var ya, kitabelerin üzerinde
gördükleriniz, Çorum Alacahöyük’tekiler ya da
hiyeroglifler, bunların hepsi yapıldıkları devirler
hakk K