ENAMOUR MAGAZINE SUMMER | FALL 2015 | Page 85

A li Aslan, çarşı esnafıyla yaptığımız ayaküstü sohbetlerden birinde çıkıverdi karşımıza. Üçüncü katta, Füreya’nın evrensel yaşam döngüsünü çağrıştıran seramik panosunun önünde. 50 yıl önce   Anafartalar Çarşısı inşaatının şantiyesinde şef yardımcılığı yaptığını duyunca şaşırdık. Şimdi 70 yaşlarında. Çarşının üçüncü katındaki manifaturacı dükkânında perde dikiyor. Ankara İktisadi Ticari İlimler Akademisi’ni 1960’ların başında bitirmiş. Anafartalar Çarşısı inşaatında şantiye şefi yardımcılığına da şantiyedeki tek üniversiteli olduğu için getirilmiş. Bina henüz kaba inşaat halindeyken iç duvarlara birbirinden muhteşem seramik panolar yapan usta sanatçılarımızın çalışmalarına bizzat tanıklık ettiğini öğrenince heyecanımız artıyor. “Bunları yaparken tek bir yardımcı bile kullanmadı. Her şeyi kendi elleriyle, tek başına yaptı. Diğerleri de öyleydi. Cevdet Bey (Altuğ). Bir buçuk yıl boyunca o koca iskelenin tepesinde tek başına çalıştı.  Burada gördüğünüz her eserin üzerinde inanılmaz bir emek ve göz nuru var. Sabah erkenden gelirlerdi. Sekiz – sekiz buçuk gibi. Gün ışığında, hava kararıncaya kadar çalışırlardı. Her şeyi kendileri getirir, kendileri yapardı. Sacdan tavaları vardı. Boyalarını kendileri getirir, kullandıkları malzemeyi, hamuru sac tavanın içinde kendileri karardı. Bir de çalışırken üzerine örtü örtüyorlardı,  10 Kasım 1964’teki ilk açılıştan önce çalışmaları hiçbirimiz görmedik. Ama Füreya Hanım’ın meselâ ‘Öyle şeyler yapacağım ki dünya durdukça duracak’ dediğini hatırlarım.  Bazen yemeği hep birlikte yerdik. Bir gün, Attila Bey’di sanırım, ya da Cevdet Bey, karıştırmış olabilirim, şöyle demişti: ‘Antik yerlerde mesela Efes’te gördüğünüz eserler var ya, kitabelerin üzerinde gördükleriniz, Çorum Alacahöyük’tekiler ya da hiyeroglifler, bunların hepsi yapıldıkları devirler hakk K