Emeğin Sanatı 161. Sayı
hemen kaç
koltuk altlarında yapay aşklar usaresi
dipsiz karanlıklarda
kaçıncı kaybolan kayıktır hüzün
şiirsiz kesilmiş mehtabın yüzdüğü sonsuz
ürperen dalgaları dizeler okşamayalı beri
şairler terk edeli düş yurdu geceleri
hüzün hüzün dedikleri
mehtabın sırtına ha bire inen kırbaç
yollarla düşmeklerin bir şarkısı olurdu
yürüyen kalabalıkların bir senfonisi
kederin bakışları
birbirinin yüz kıvrımlarından
bit ayıklar gibi
acıyı paklardı
imbatlar ince bir kız
hoyratlıklarının zulasında
korsan gülüşler saklardı delikanlılar
yedi deryanın coşkusu
dalga dalga yalar gelir dilleri aşk yalımı
gayri kör uçurumlar keser yolunu
bütün sokaklar hicran
bütün yürekler viran
gülüşler kıraç
duyguya çıplak
sevgiye aç
şehir dileniyor sokak sokak
sevdaya muhtaç
körfezinde her gece
gökyüzü inip de yıkanmıyorsa
sırtı yanır
eli yüzü param parça emek
ayaklar altında çiğneniyorsa
kodaman sütunlu saraylar
kan emip doymuyorsa
aşk apış arasında
tuzu kuru takımı
ahraz
bir şehir artık özlemiyorsa
sarılmıyorsa kavuşunca
görünce sevinmiyorsa
deli ırmak döne döne arama
demek ki öldü turaç
ADNAN DURMAZ