Emeğin Sanatı 159. Sayı
Zamandışı şaki bunları biliyor gibi sürüyordu atını
Hangi sırrın bekçisiydi belirsizdi gözleri
Bir dai hançeriydi bıyıkları bulutları biçiyordu
Bütün dinler harmanlanmış gözleri iki ateşten yıldız
Baktı mı dağları taşları delip geçiyordu
Yine de geçtiği ıssız köylerde evlerine kapanıp namaza duruyordu ahali
Bilmezsiniz her daim bir şaki vardır bir yerlerde at süren
Şimdi şu anda ve sonra ve daha önceleri
Bir şaki vardır dağlarda bozkırlarda çöllerde
Kutsal kâseleri devire devire devirden devire koşar
Her şaki dağların alın yazgısıdır
Kadim simyagerlerin bildiği
Ağaçların taşların ve suların dilini konuşmaya yargılı
Gece baskın gibi iner uzak mezralara
Yo