Sayfa 29
öldürmeyi öğretiyorlar
bu nasıl alfabe / bu nasıl öğreti
kimden kalmadır bu
arı yolunu değişir
ölümle aramda duvar yok diyorum
yol boyu serpilmiş mermi kovanları
yarısı boş konserve kutuları
skorskynin suyu kesen pervanesine
telsizlerden inen ‘vur’ emrine
yere düşen çığlıklarına bu halkın
kapanıp / ölümle aramda duvar yok diyorum
sözcükten öte, ne bilsin ki savaşı
besleme şehir züppesi o çocuklar
burada panzer izinden yürütürler
kırılmış elleri, ezilmiş ruhları
ağlamakla gülmek kardeştir burada
kısa devre çatışmalı bir hayat
bir yaşına girmeden alınırken elinden
kimse döndürülmez kıbleye
kimse beklemez döşeğinde ölmeyi
ben ki arasından geçtim
ağlamakla gülmenin / biliyorum
nefes vermek mutluluktan sayılmaz
bir içimlik gülüşü kadar annemin
belki zirvesindedir dağların
belki okyanusun derinliğinde bir yerde
kim bilir / bir patl