Emeğin Sanatı 159. Sayı
Midyeleri toplamaya başladık. Birkaç boş teneke bulduk, içinde ateş yaktık. Üzerine saç bir
levha koyduk. Sıraladık midyeleri. Pişen midyeler kendiliğinden açılıyordu. Binlerce yedik…
Oradan adanın içlerine doğru yürüyüşe çıktık. Hava sıcacıktı. Büyükçe bir ağacın altına
sırtımızı yaslayarak oturduk. Diğer cezaevlerinde yatan yoldaşları ve dostlarımız düşünüyor,
onlarla kendimizi kıyaslıyorduk. Halimize utanmamız gerekiyordu. Cezaevine değil sanki
adaya tatile gelmiştik. Bunları tartışırken moralimiz bozulmadı değil…
Abidin bir eliyle yerden destek alarak kalktı. Uzağa, onu göremeyeceğimiz bir yere gitti.
Birkaç dakika sonra da ben kalktım. Yüksekçe bir yer vardı, oradan uzaklara bakmayı
seviyordum. Bakarken aklımdan geçirdiklerim fazlasıyla mutlu ediyordu beni. Bir ara
gözlerim çalılara doğru takıldı. Sanki biri yere seccade sarmış, namaz kılıyordu.
Önemsemedim önce. Elleri kulaklarında bir adam yukarı kalkınca, gördüğüme inanamadım.
Bu bizim Abidin’di. Namaz kılıyordu üstelik. Şoke olmuştum.
Yakına sokuldum, sessizce onu izliyordum. Yere çökmüş bir halde sağına soluna selam
verirken birden beni fark etti. Yüzünün rengi değişti birden, ne yapacağını şaşırdı. Ayağa
fırladı birden, neredeyse düşecekti.
“Sakin ol” dedim, “bari namazını bitirseydin.”
“Aramızda kalsın, kimseye söyleme. Sonra konuşuruz” demeye kalmadan birkaç arkadaş
daha geldi yanımıza. Konuştuklarımızı duymuşlardı.
“Yazıklar olsun Abidin sana” dedi sendikacı Kamer arkadaş. “hem sosyalistsin hem de
namazında niyazındasın”
Herkes bir şeyler söyledi. “Ya hele bir durun” dedim ben. “kendisine bir söz hakkı verelim.
Vardır elbet iyi bir açıklaması”
“Ya önce ben Kürdüm.” dedi Abidin. “ Bilindiği gibi Kürtler inançlarına bağlı insanlar.
Çocukluğumdan beri namaz kılar oruç tutarım. Ama eskisi kadar tutucu ve bağnaz değilim.
Bu namazı da kendim için değil anne ve babam için kılıyorum.”
“Hayda!” dedi Musa. “Yeni bir yaşıma daha girdim. Hiç böyle bir şey de duymamıştım.”
“Yahu, ne yapayım? “ dedi Abidin çaresizce. “Annem ‘namaz kılmazsan sana sütümü helal’
babam da ‘hakkımı helal etmem’ dedi. Gel de işin içinden çık. “
Okların hedefi olmuştu Abidin bir kere. Vurun abalıya misali vuruyorduk. Gözlerini üzerimize
dikti, dik dik bakarken aklında bir şeyler geçiyordu. “Yoldaşlar” dedi, “Ben Kürdüm”
“Ben de Kürdüm” dedi sarı Ahmet, “ama namaz kılmıyorum. Sosyalistim hem”