Kapak « ed nusundaki heyecanlı beklentileri , yılın yarısına gelindiğinde , olumlu sonuçlanmadı .
ASO Başkanı Nurettin Özdebir , AB ' nin vize uygulamasını ticarete teknik bir engel olarak nitelendiriyor . Bu konunun yıllarca ASO tarafından dile getirildiğini , bu engelin kaldırılmasının ise AB ’ ye olan ihracatı olumlu etkileyeceğini söylüyor .
Vize ne kadar engel ?
TİM , vize konusunu , ihracatçıların önünde bir engel olarak görmezken , DEİK , vize engelinin iş adamları için çok fazla sıkıntı yarattığı görüşünde :
“ AB ile vizelerin kalkmasının ihracatçılarımıza elbette olumlu etkileri olacak . Ancak AB ile bu ticaret hacmini yıllardır vize ile gidip gelen iş adamlarımız gerçekleştirdi . Bunun yanında biz hükümetimizden iş adamlarımız için yeşil pasaport talep ettik . Bu yönde de olumlu gelişmeler bekliyoruz . Ama vizeler kalksa da kalkmasa da ihracatçılarımız dünyayı küresel bir köy haline getirdi .
Mal satmadığımız ülke , gitmediğimiz coğrafya kalmadı . Vizeler , geçiş izinleri , pasaportlar ihracatçılarımızın önünde engel oluşturmaktan çok uzak uygulamalardır .” diyen TİM Başkanı Büyükekşi ’ nin bu görüşüne karşın DEİK Başkanı Vardan konuya daha geniş bir bakış açısıyla yaklaşıyor .
Vize muafiyetinden en mutlu olacak ve en büyük faydayı sağlayacak kesimin iş adamları olacağını , bununla birlikte üyelik müzakerelerinin 10 ’ uncu yılında AB ile ilgili süreci bir vize serbestisi gibi düşünmemek gerektiğini vurguluyor Vardan .
Sorunlu üç konu
Vize serbestisi , hem en popüler hem de en sorunlu alanlardan biri ama bu konu , AB ’ nin Türkiye ’ nin en büyük ve ilk sıradaki ticaret ortağı olma gerçeğini değiştirmiyor .
DEİK ’ in özel önem verdiği pazarlar
DEİK Başkanı Vardan , özel önem verdikleri pazarları değerlendirdi :
AB : “ Özel ihtimamız sürecek ”
Öncelikle AB ’ ye bakacak olursak , bu bölge zaten bizim ihracatımızın neredeyse yarıya yakınını yaptığımız bölge . En büyük ekonomik ortağımız . Gelişmiş ve oturmuş bir pazar . Demokratik anlamda da gerek ticaret yaparken , gerekse yatırım yaparken içinizin nispeten rahat olduğu ülkeler demeti . O nedenle bir yandan ticaret hacmimizi artırmaya gayret ederken , hâlihazırda ülkemizdeki yabancı yatırımın yüzde 70 ’ ine yakınının geldiği bu bölgeye özel ihtimamımız devam edecek .
Afrika : “ 6 alanda yatırım ve iş imkanı var ”
Dünya ticareti genel anlamda küçülürken , mevcut durumu itibariyle içinde büyüme potansiyelinin en yüksek olduğu ülkeler Afrika ’ da . Afrika Kıtası ’ nın 21 ’ inci yüzyılda , küresel sahnede ağırlığının giderek artacağı inancındayız . 30 milyon kilometrekarelik alanı , zengin doğal kaynakları ve insan kapasitesi ile Afrika ’ nın , 21 ’ inci yüzyılın ikinci yarısından itibaren küresel sistem içerisinde daha etkin rol oynayacağını düşünüyoruz .
Malum , son on yıl içinde dünyanın en hızlı büyüyen on ülkesinden altısı Afrika kıtasındadır . Son beş yılda Afrika ’ da petrol gelirlerine dayalı olmayan yıllık ortalama büyüme oranı yüzde 5,4 ’ dür . Yapılan uzun vadeli projeksiyonlarda , 2010-2060 yılları arasında kıtada kişi başına düşen gelirin 1.667 ABD dolarından 5.600 ABD dolarına ulaşacağı , orta sınıfa mensup vatandaşların oranının yüzde 34 ’ den yüzde 42 ’ ye yükseleceği , bugün 56 yıl olan ortalama yaşam süresinin de 70 yıla yükseleceği öngörülmektedir .
DEİK olarak Türk şirketleri için Afrika pazarında önümüzdeki dönemde 7 alanda daha fazla iş ve yatırım imkânı olduğunu değerlendiriyoruz . Bunlar ; altyapı , maden , emtia , enerji , tarım , sanayileşme ve perakende .
Afrika ile ekonomik ilişkilerimizin gelişmesi ve Afrika ’ nın sunduğu fırsatları değerlendirebilmek için iki konuda radikal iyileşme sağlamamız gerekiyor . İlk olarak , Türkiye ve Afrika ülkeleri arasında bankacılık hizmetlerinin gelişmesi gerekiyor . İkinci olarak ise Afrika ülkelerine hava ulaştırmasına ilaveten yük taşımacılık sisteminin geliştirilmesi gerekiyor . Lojistik maliyetleri küresel pazarda en önemli rekabet unsuru haline gelirken Afrika açılımı için bölgesel lojistik ağımızı kurmamız gerekiyor .
Latin Amerika ve ABD : “ Vazgeçilmez pazarlar ”
Afrika ’ dan sonra bir başka bölge de Latin Amerika olarak karşımıza çıkıyor . Farklı ekosistemleri , zengin doğal kaynakları , yarım milyarı aşkın nüfusu , pazar büyüklüğü , dış ticaret hacmi ile önemli bir ekonomik potansiyel taşımaktadır . Latin Amerika bizim için 580 milyon nüfusu , 4 trilyon ABD dolarlık ekonomik büyüklüğü ve 2 trilyon ABD dolarına yaklaşan dış ticaret hacmi ile gelecek vaat eden bir ekonomik ortaktır .
Önümüzdeki dönemde Türkiye ’ nin orta ve uzun vadeli ekonomik hedeflerine ulaşabilmesi için artan gelir seviyesi , pazar büyüklüğü , ekonomik gelişmişliği , dış ticaret potansiyeli , zengin doğal kaynakları ile Latin Amerika , vazgeçilmez bir pazar olacaktır .
Latin Amerika derken , tabii ki , ABD ’ yi de unutmamak lazım . ABD dünyanın en büyük ekonomisi olmasına rağmen ticaret hacmimizin bir türlü gelişemediği bir ülke . Aslında 50 eyaletten oluşan bir ülkeler demeti . Ekonomi Bakanlığımız tarafından da odak ülke olarak belirlenen ABD için özel stratejilerle ticaret ve yatırım imkânlarımızı geliştirmek zorundayız .
| ekonomik denge | 11