Ekolojik Yaşam ve Gıda Güvenliği _E-Kitap | Page 7

söylediğimizde hayvanlar ve düzenden de bahsediyoruz. Hayvanlar ve doğal hayata kirlilik dışında çok büyük zararlar da veriyoruz. Bu zararlarımızın başında trafik geliyor. Bildiğiniz üzere insanlar binlerce araçla her gün yollara çıkıyor. Özellikle şehirlerarası yol yapanlar ne kadar katlettiklerinin farkına varıyorlar. Çünkü araçlarının önü sinek ve böcek ölüleri ile doluyor. Bunun dışında daha büyük hayvanlar da trafik tarafından katledilebiliyor. Hepimiz yolların kenarlarındaki kedi ve köpek ölülerini görebiliyoruz. İnsanlık olarak bizler kendimize ve çevremize o kadar çok zarar veriyoruz ki bu zararlar yüzünden tüm ekosistem katloluyor. Buna doğal seleksiyon diyenler de var. Ancak bunun doğal olmadığı gayet belli. Ekolojiyi bozan başka bir etken de kampçılar. Aslında kampçıları normal kirlilik içinde de ele alabilirz ancak bence kap kirliliği bu kirlilikten farklılaşıyor. İnsanlar doğal hayatı görmek için kamp alanlarına gidiyorlar ve orada mangal yapıyorlar. Bu aktivite gerçekten çok keyifli bir aktivite. İnsanlar bir güzel mangalını yakıyor. Paketli gıdalarını çıkarıyor ve bilimum eğlencesini ediyor. Ancak bunları yaptıktan sonra toplamaktan aciz kalıyorlar. Bu yüzden kampa gittiğiniz zaman yerde bir sürü çöp görüyorsun. Hatta bazı insanlar var ki ateşini söndürmekten bile aciz. Aslında kamp yapmak o kadar hassas bir iş ki. Çöp bırakmasan bile doğal hayata zarar verebiliyorsun. Bu zararı ben kamp kurmayı seven bir abimden duydum. Kamp uaparken doğal bir yerde kamp yaptığımız için oradan hayvanlar geçiyor. Bildiğimiz üzere ateşsiz kamp ta yapılmıyor. Ancak ateşi yaktığımız yer çok önemli çünkü ateşi yaktığımızda bunu hayvanlar hissediyor ve ateşten korktukları için oradan geçmiyorlar. Bu da bazen yavrularını bile terk ettikleri anlamına gelebiliyor. Yani bu kadar hassas bir konuda böyle ciddi sorumsuzluk yapmamız beni çok şaşırtıyor. Gıda güvenliği Maalesef ülkemiz gıda güvenliği konusunda çok güvenilmez bir ülke. Gıdalarda hile her yerde. İnsanlar o kadar maddiyat peşinde hayatlarını sürdürüyorlar ki daha çok para kazanmak için insanların sağlığı ile oynayabiliyorlar. Bunu kendi karaktersizliklerine verebiliriz. Ancak ben bunu eğitimsizlerine veriyorum. İnsanlar ders eğitiminden önce diğer insanlara ve doğaya olan saygıyı öğrenmeliler. Bu saygıyı öğrenmedikleri sürece ne kadar çok bilgi öğrenirlerse öğrensinler topluma yararlı olmaktansa zararlı oluyorlar. Örneğin insanları önemsemeyen bir atom mühendisi Atom bombasından 5 kat daha güçlü bir enerjiyi geliştirebilir. Ancak insana ve doğaya saygısı olan bir atom mühendisi bunu yapamaz. Gıdalarda da durum benzer. Bazı gıda mühendisleri insan olmaktan önce mühendis oluyorlar ve gıdalarda hile geliştiriyorlar. Gıdalarda en çok hilenin olduğu bölüm malesef bizim de aile olarak sektöründe olduğumuz süt ve süt ürünleri bölümü. Bu sektörde birden çok gıda hile ile insanlar tarafından damgalanmış. Bu yüzden süt ürünleri sektörüne insanların güveni çok sarsılmış. Gerçekten de bu güvensizlik konusunda çok haklılar. Şimdi anlatacağım hilelerden sadece tüketiciler değil bizim gibi doğru dürüst üreticiler de mağdur oluyor. Bu yüzden halkın güvensizliğini çok net bir şekilde anlayabiliyorum. Öncelikle bu konuda nasıl bilgi sahibi olduğumu size anlatmak isterim. Biz manisa akhisar da bir mandıra sahibiyiz. Mandıranın yanında tarlalarımız ve 400 başlık bir hayvan çiftliğimiz de var. Aynı zamanda mandırada ürettiğimiz ürünleri de toptan ve perakende olarak satıyoruz. Ben de küçük yaşlardan beri babamın teşviği (zorlaması) ile işletmenin hayvan çiftliğinden üretimine oradan servisine servisinden dükkanına kadar bilimum yerinde faaliyet gösterdim. Bu bölümlerde üretim kısmında da çalıştım. Bizim aile firmamız her ürünü hakkıyla ve kitabına uygun üreten bir firma. Ancak elimize rakiplerin numuneleri geldiğinde ve onları