BÖLÜM
16
Mezenkimal Benign Meme Lezyonları
Doç. Dr. Ali İlker Filiz
Prof. Dr. Gürhan Sakman
Prof. Dr. Yavuz Kurt
PSÖDOANJİOMATÖZ STROMAL
HİPERPLAZİ
Psödoanjiomatöz stromal hiperplazi (PASH), ilk olarak 1986 yılında Vuitch ve ark. tarafından dokuz olguyu içeren bir seri ile tanımlanmıştır ve meme stromasının nadir görülen benign proliferatif mezenkimal
bir lezyonudur. Endotel benzeri iğsi hücreler stromada
birbiri ile anastomoz yapan damar benzeri yarıklanmalar oluşturur. Ancak tanımlanan bu yarıklanmalar
gerçek damarlardan farklı olarak endotel hücreleri ile
döşeli olmayıp miyofibroblastlarla döşeli boşluklardır.
Görülme sıklığı açısından değerlendirildiğinde; 1661
meme biyopsi spesmeninde yedi lezyon saptanan
(%0.4) seriye karşılık, 200 biyopsinin değerlendirildiği
seride %23 oranında mikroskopik odak tespit edilmiş
ve günümüzde iyi tanınan benign meme lezyonları
arasındaki yerini almıştır.
Diffüz ya da nodüler lezyon oluşturma özelliğine
sahiptir. Olguların ancak %30’unda ele gelen ağrısız
kitle kliniği ile kendini gösterirken, %70’inde radyolojik inceleme ya da herhangi bir nedenle yapılan biyopsi sonucunda insidental olarak tespit edilir. Kitle
oluşturan lezyonlar genelde yavaş bir büyüme göstermesine rağmen, hızlı büyüyen lezyonlarda bildirilmiştir. Bildirilen en büyük PASH olgusu 22,5 cm boyutunda olup, bir başka seride ortalama lezyon çapı 2,4
cm olarak verilmiştir.
Psödoanjiomatöz stromal hiperplazinin etiyolojisi
ve patogenezi hakkında henüz net bir bilgi bulunmamaktadır. Lezyonun östrojen bağımlı dokuda progesterona cevap olarak oluştuğunu bildiren çalışmalar
vardır. Ancak tüm lezyonlar progesteron aktivitesi
göstermemektedir. Genellikle premenopozal ve perimenopozal kadınlarda görülmekle birlikte gençlerde,
erkeklerde ve immunsuprese hastalarda da bildirilmiş
olması hormonal etkinin ancak indirekt faktörler arasında yer alabileceğini düşündürmektedir.
Radyolojik yöntemlerde patognomonik bulgu tanımlanmamıştır. Mamografide sıklıkla değişen boyutta yuvarlak ya da oval, tamamen ya da kısmen keskin
sınırlı, kalsifikasyon içermeyen lezyon şeklinde görülebilmesi yanında yer yer spiküle görünüm, asimetrik
dansite ya da dansite artışı şeklinde bulgu verebilir.
Ultrasonografide homojen ekojenitede solid lezyondan, küçük kistik yapılar içeren yarı solid kitlelere kadar farklı görünümde olabilir.
Klinik ve radyolojik bulgular lezyonun özellikle
fibroadenomdan ayırımı için yeterli olamamaktadır.
İnce iğne aspirasyon biyopsisi de (İİAB) kesin tanı
için yeterli olmayabilir. Olguların yaklaşık yarısına
yakınında (%40) fibroadenom ayırıcı tanısı İİAB ile
yapılamazken, yarıklanmaların fokal olduğu ya da örneklemenin yetersiz olduğu durumlarda “hamartom”
şeklinde yanlış tanı konulabilmektedir. Stromal hücre
proliferasyonunun çok belirgin olduğu durumlarda
filloid tümörü veya miyofibroblastom ile ayırıcı tanı
güçleşmektedir. Miyofibroblastom, epitelyal kısım
içermeyen mezenkim tümörü olması nedeni ile filloid
tümör ise epitelyal komponentinin karekteristik görünümü yanında stromal a g