EBK | Page 35

1206 ENFEKSİYON HASTALIKLARI VE MİKROBİYOLOJİSİ
Şüpheli durumlarda MB tedavi rejimi uygulanır.
Ayrıca çok basilli hastalarda tedavi süresini 24 aydan 12 aya indirmiştir. Ancak iyileşme gecikirse veya sinir hasarı varsa ilave 12 ay daha tedavi önerilmektedir. Bizim ülkemizde çok basilli hastalarda tedavi süresi 24 ay olarak devam edilmektedir( 25).
Resim 96.1.13. Lepra basiileri.
Türkiye’ de Standart Kemoterapi Şema
Ülkemizde de WHO tarafından önerilen standart( MDT) çoklu ilaç tedavi protokolü 1983 yılından beri uygulanmaktadır. Sağlık Bakanlığı 506 sayılı Hansen Hastalığı teşhis ve tedavi yönetmeliğine göre Lepra ülkemizde her düzeyde sağlık personeli tarafından tanınması gereken ve bildirimi zorunlu bir hastalıktır.
Lepra ülkemizde ve dünyada ücretsiz olarak tedavi edilmektedir.
YENİ TEDAVİ KOMBİNASYONLARI
Yeni jenerasyon ilaçlar içinde Minosiklin, Ofloxacin, Moxifloxacin, Klaritromisin, Rifapenetin ve Rifampisin ile yağılan combine tedaviler de bulunmaktadır. Yeni jenerasyon ilaçlarla oluşturulan tedavi protokollerindeki hedef; bakteri rezistansını azaltmak, tedavi süresini kısaltmak, maliyeti düşürmek ve pratikte uygulama zorluğu olan az ve çok basilli Lepra hastalarını tek bir tedavi protokolu ile tedavi etmektir( 24-26).
WHO 2003 Lepra Tedavi Protokolleri
Lepra tedavisindeki gelişmeler göz önüne alınarak WHO-TAG( teknik tavsiye grubu) Şubat 2003 yılında uygulama prensiplerinde kabul edilen değişiklikleri dünyaya duyurmuştur.
Tanı ve tedavide uygulama kolaylığı sağlamak amacı ile sınıflamayı aşağıdaki şekilde değiştirmiştir: 1. Deri sürüntüleri: – Az basillilepra( PB): Basil negatif – Çok basilli lepra( MB): Basil pozitif
ya da,
2. Klinik bulgular:
– Lezyon sayısı – SLPB: Tek deri lezyonu – PB: 2-5 deri lezyonu – MB: 5 den fazla deri lezyonu – Tutulan sinir sayısına göre yapılabilir.
KORUNMA VE KONTROL
Yayılmanın önüne geçmek için en sık uygulanan yöntem hastanın lepra hastanelerinde, sanatoryumlarda veya evde izolasyonudur. Bunun amacı sağlıklı toplum ile hastanın kontağının kesilmesidir. Fakat diğer yönlerden sağlıklı ve aktif durumdaki hastanın komplet izolasyonu pek çok sosyal probleme yol açabilir. Aile bağlarının kopması bakımından da uygun değildir. Ayrıca maddi açıdan da son derece büyük yük getirecektir. Bunun dışında erken ve aktif hastalığı olan olguların tümünü tanımak olanağı olmadığından pratik önemi de tartışılabilir. Lepradan korunmak için uzun süre Dapson ile kemoproflaksi uygulanmıştır. Uygulamalar sonunda Dapson kemoprofilaksisi ile % 50 oranında koruyuculuk elde edildiği bildirilmektedir. Fakat daha sonra yapılan araştırmalar ve klinik gözlemler koruyuculuğunun çok yüksek olmadığını ayrıca düşük dozda dapson kullanımına bağlı olarak rezistan suşların gelişimi riskini ortaya koyduğundan dapson proflaksisi bugün için uygulanmamaktadır. Lepraya karşı koruyucu etkisi bulunan ilk aşı BCG aşısıdır. Antilepra aşılama immunprofilaktik veya immunoterapötik olarak yapılır. İmmunprofilaktik aşılamada konakçının mikobakteriyel antijenleri tanımadaki cevabını düzeltmek, Th1 sitokin cevabı yönünde cevap vermesini sağlamak, CD8 T hücreleri indüklemek, IL4 ve IL5 salgılayan hücreleri downregüle etmek hedeflenmektedir. İmmunoterapötik olarak da hücre içi bakteri ölümünü gerçekleştirecek mekanizmalar hedeflenir. Bugün en yaygın kullanılan aşı BCG aşısıdır. Yapılan çok geniş çalışmalarda koruyuculuğun % 20 ile % 80 arasında değiştiği bildirilmiştir. Genel olarak orta derecede koruyucu etkisinin olduğu kabul edilmektedir. Lepraya karşı koruyuculuğu daha yüksek aşıların geliştirilmesi konusunda çalışmalar yapılmıştır. Bu aşılar arasında Mycobacterium W( Talwar, 1978), Mycobacterium ICRC( Mycobacterium intracellulare)( Deo et ark., 1981), Bacillus Calmette Guerin + heat killed Mycobacterium leprae( Convit, 1992), Mycobacterium tufu( Iushum ve Kalinşina, 1995) ve Mycobacterium habana( Singh ve ark, 1997) sayılabilir.
Lepraya karşı etkili bir aşının bulunmaması( primer korunma) nedeniyle hastalığın endemik olduğu bölgelerde sekonder korunma önem taşımaktadır. Modern bir lepra kontrol programının esasları; olguların tanınması, yeni olguların saptanması, tanı konulan olguların tedavisi ve hasta ve toplumun eğitilmesidir( 27-30).
KAYNAKLAR
1. Silva M. R., Castro M. C. R. Mycobacterial Infections. in Dermatology. Bolognia J. L., Lorizzo J. L., Rapini R. P.( eds.) 2nd ed. Mosby Elsevier 2008; 1107-1126.
2. Lockwood D. N. J. Leprosy. in Rook’ s Textbook of Dermatology. Burns T., Breathnach S., Cox N., Griffits C.( eds.) 8th ed. Wiley Blackwell 2010; 32.1-32.20. 3. Hastings R. C. Leprosy 1 st ed. Newyork: Churchill Livingstone: 1985. 4. Erdem C. Leprada epidemiyoloji. Lep. Mec. 1984; 15( 3): 79.