EBK | Page 16

Nöromusküler Hastalıklar: Klinik Tanıya Yaklaşım 1 Shannon Venance1 ve Rabi Tawil2 Ontario Üniversitesi Klinik Nörolojik Bilimler Bölümü, Londra, Ontario, Kanada Rochester Tıp Merkezi Üniversitesi, Nöromusküler Hastalıklar Birimi, Rochester, New York, ABD 1 2 Çeviri: Dr. Demet İLHAN ALGIN Nöromusküler hastalıkların doğru klinik tanısı hekimin hikaye alabilme ve muayeneye yönelik klinik becerilerine bağlıdır. Klinik bulgulara, alınan hikaye ve fizik muayene sırasında yapılan testlere göre hipotezler oluşturulur. Nörobilim temeline göre, ayırıcı tanıya ulaşmadan önce sinir sistemi içindeki lokalizasyonun doğru şekilde belirlenmesi ve klinik tanıyı kanıtlamak için gereken araştırmaların tayin edilmesi gerekir. Ancak bunlardan sonra olası klinik tanı onaylanabilir. Hikaye ve muayene bulguları periferik bir sinir sistemi hastalığı ile uyumlu ise, klinisyen bulguların periferik sinir, kas, nöromusküler kavşak veya motor nöron hastalığı ile ilişkili olup olmadığına karar vermelidir. Amiyotrofik lateral skleroz (ALS) gibi hem periferik hem de santral sinir sistem (SSS) belirti ve semptomlarının bir arada ortaya çıktığı nöromusküler hastalıklar kafa karıştırıcıdır. Genel bir kural olarak, araştırmacılar klinik akıl yürütme sürecini kullanmak ve en olası tanısal faktörleri göz önünde bulundurmak için yaratılmışlardır. Farklı durumlarda ve farklı bireylerde farklı nedenleri göz önünde bulundurarak tanıya ulaşmak önemlidir. Doğru bir tanı tedaviye yöneliktir, hastalık progresyonunun ve potansiyel komplikasyonların tartışılmasına ola- nak tanır ve kesin olgularda klinisyeni gönül rahatlığına ulaştırır. Bu yaklaşıma göre, ancak dikkatli hikaye alımı ve muayene ile birlikte uygun görüntüleme teknikleri ve moleküler tanısal tekniklerin kullanılması klinisyeni tanıya götürür. Hikaye alımı: hipotezin oluşturulması Nöromusküler hastalıkların klinik prezentasyonu, duyusal ve otonomik sistemlerin periferik durumlarını ve alt motor nöron disfonksiyonunu yansıtır. Nörolojik olmayan hastalıklarda ve SSS hastalıklarında benzer şikayetler olabilir. Hikayenin doğru şekilde alınması hastada nörolojik bir problem, özellikle de nöromusküler bir hastalık olup olmadığı kararının verilmesi için çok önemlidir. Semptomları pozitif (kramp, kas seğirmesi, kas katılığı, karıncalanma, uyuşma, yanıcı ağrı) veya negatif (güçsüzlük, kas kaybı, hissizlik, inkoordinasyon) olarak kategorize etmek yardımcıdır; negatif semptomlar zaten muayene ile hemen korele edilebilirler. Tersine, sadece pozitif semptomları olan bir hastada muayene tam olarak normal olabilir. Hastadan şikayetlerini daha net anlatması istenmeli (örneğin hissizlik aslında 1