6 · Tıbbi Terminoloji
Roma İmparatorluğunun, bütün Akdeniz’ i çevreleyen toprakları egemenliği altında birleştirmesinden sonra, Latince resmi dil olarak önem kazanmıştır. M. Ö. 1. yüzyılda Marcus Tullius Cicero“ Latince dil devrimi” ni başlatmış ve yabancı kökenli( özellikle Grekçe kökenli) sözcüklere Latince karşılıklar bulunmuştur. Felsefeden ve edebiyattan sonra bilim alanına da geçen dil devrimini M. S. 1. yüzyılda Aulus Cornelius Celsus tıp terimleri üzerinde gerçekleştirmiştir: 8 ciltlik“ De re medicina” ansiklopedisinde yeni Latince terimleri kullanmıştır. Bu sayede“ costa”( kabur),“ vertebra”( omur),“ cartilago”( kıkırdak),“ os”( kemik),“ musculus”( kas),“ morbus”( hastalık),“ pulsus”( nabız),“ febris”( ateş),“ sectio”( kesit),“ incisio”( kesi),“ sutura”( dikiş) gibi yüzlerce Latince terim Avrupa’ nın hekimlik diline girmiştir. Grek alfabesiyle yazılan terimler de Latinceleştirilerek transkripsiyona tabi tutulmuştur. 12. yüzyıldan sonra tıp mekteplerinin açılması ve üniversitelerin faaliyete geçirilmesiyle eğitim-öğretim dili Latince olmuştur. 18. yüzyıla kadar tıbbi eserler Latin alfabesiyle Latince olarak kaleme alınmışlardır.
Ortaçağ’ daki yobazlık nedeniyle Hıristiyanlık öncesindeki pagan( çoktanrılı) âlimlerin eserleri dinsizlikle suçlanmış ve yasaklanmıştır. İskenderiye, Bergama, Atina kütüphaneleri yok edilmiştir. Bu“ karanlık Ortaçağ” baskısına karşın, 7. yüzyılda ortaya çıkan İslâmiyet antik bilim adamlarını takdir etmiş ve 8.-9. yüzyıllardaki yükseliş döneminde tercüme okulları kurarak onların eserlerini Arapçaya kazandırmıştır. Böylece“ Antik çağ” ın bilgi birikimi Orta Asya’ dan İspanya’ ya kadar yayılmıştır. Ancak çok eski kültüre sahip İran’ da Arapçanın egemenliğine karşı milli şair Firdevsi’ nin 10. yüzyılda başlattığı“ Farsça dil devrimi” başarılı olmuş ve çağdaş Farsça bağımsız dil olma özelliğini koruyabilmiştir.
Avrupa Hıristiyanlığının İslâmiyet’ le temas noktalarında( Endülüs’ te ve Sicilya’ da) 13.-14. yüzyıllarda Arapçadan Latinceye çevirilere girişilmiştir. Bu nedenle çok sayıda Arapça kökenli bilimsel terim( özellikle matematik ve kimya alanında) Avrupa’ daki üniversite kitaplarına girmiştir. Tıp alanında bunların sayısı daha azdır, çünkü Vatikan kütüphanelerinde ve bazı manastırlarda eski tıp yazmalarının korunduğu ortaya çıkmıştır. Belki de sağlık ve hastalıklarla ilgili oldukları için faydalı olabilecekleri düşünülmüş ve yok edilmemişlerdir. Doğu Roma( Bizans) İmparatorluğunun 1453 yılına kadar varlığını sürdürebilmesi sayesinde de, çok sayıda eski yazma eserle birlikte, âlim ve mütercimler Batı Avrupa’ ya sığınmışlardır.
15. yüzyıldan sonra, Rönesans fikirlerinin etkisiyle dini dogmalardan bağımsız pozitif bilimler hızla gelişmeye başlamıştır. Antik Greko-Romen kültürüne duyulan hayranlıkla birlikte, Hümanizma ve Aydınlanma dönemlerinde hür düşünceye ve deneysel kanıta dayalı bilimlerde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir.