Dünya'dan Doğa'ya Dünya'dan Doğa'ya | Page 5

Tabi bu kişilerin bir çoğunun kamp hakkında neredeyse hiç bir bilgisi yok. Bazen bir organizasyon firması ile bazen sadece konu hakkında bir iki kez deneyimi olan arkadaşları ile ülkenin çeşitli yerlerinde kamp atmaya gidiyorlar. Tabi bu esnada neredeyse konu hakkında hiç bir bilgiye sahip olmadıkları için bir çok soruna yol açıp bir çok sorunla karşılaşabiliyorlar. Çadır seçimi hakkında bilgileri olmadıkları için ıslanabiliyorlar seçtikleri tulum yüzünden geceleri oldukça soğuk bir şekilde geçirebiliyorlar. Daha sayısızca yaşadıkları problem sayabilirim. Ancak şu ana kadar saydıklarımız kendi yaşadıkları problemler birde doğaya yaşattıkları problemler var. Ateş yakmak için yaş ağaçlara zarar vermeleri, ateş yakacakları yeri düzgün seçemedikleri için hayvanların su yoluna yakıp veya bir karınca yuvasının yakınında yakıp hatrı sayılır bir katliama sebebiyet verdiklerinin farkında bile olmuyorlar. Ve tabi ki yaktıkları ateşi söndürmedikleri veya söndürmeyi başaramadıkları için bütün ormanı katledebiliyor. Yaşanırken oldukça ufak şeyler gibi gözüksede bir çığ etkisi yarattıklarının farkında bile olamayabiliyorlar. Ve tabi ki umarsızca kamp alanında bıraktıkları çöplerin ve atıkların kaybolma sürelerini doğaya verdikleri zararı asla hesaba katmazlar. Dağcılık Bu ise oldukça tehlikeli bir spor/aktivitedir. Çünkü bilinçsiz yapıldığında kesinlikle hayatınıza mal olacaktır. Dağçılık bir çok insanın oldukça kolay ve basit olduğunu düşündüğü ama oldukça riskli ve güç isteyen bir spordur. Anak ülkemizde bu spora da oldukça basit bir yaklaşım söz konusu malesef. Ve bu yüzden daha yapacağı sporun gerekli ekipmanlarını tanımadan yapmaya başlayaibliyorlar. Ve bu kabahatlerini ya canları ile ödüyorlar ya da arama kurtarma ekiplerinin ciddi bir çalışma yapmasına sebebiyet veriyorlar. Ve yine bunlar kendilerine verdiği zararlar ancak kayalara çaktıkları kazıkların düzensiz ve bilgisiz olmasından kaynaklı zaman içinde aşınmasına ve yıkılmasına zarar vermeleri ve oluşan heyelanın sonucunda kaç canlının öldüğü ise genelde bir muammadır. Trekking Trekking, doğada yapılan yürüyüşlere genel olarak verilen isimdir. İngilizce kökenlidir. Esası motorsuz araçlarla ve yük hayvanları ile yapılan iz sürme, patika takibi, dağ ve doğa geçişleri ve yürüyüşleridir. Trekking bir eğlence turu değildir. Belirli zorluklar içerir, konforlu değildir, daha çok spora dayalıdır. Bu sebeple trekkingi turizm turları ile karıştırmamak gerekir. Tur daha geniş kapsamlı bir faaliyettir. Tarihine de bakıldığında 19. y.y' da beliren naturalist akımla birlikte insanlar özellikle keşfetmek ve öğrenmek için doğaya gitmeye başlamış, bununla da beraber trekking grupları, hatta kulüpler oluşmuştur. Şehir ve insan hayatının her açıdan gittikçe kirlenmekte olduğu bir gerçektir. Günümüz insanları olarak da şöyle bir hayatımıza baktığımızda; şehrin boğuculuğu içinde bir hayat sürerek yaşamakta, sonuçta doğal güdülerimizden, hislerimizden azar azar uzaklaşmakta olduğumuzu görürüz. Ancak her ne kadar şehir içinde yaşasak da, yine de doğaya olan bir merak vardır içimizde. Doğaya çıkmak, doğanın dinginliğini ve temizliğini görmek insanın içyapısında hissedilen bir ferahlamaya neden olur ve bu tekrarlandıkça şehirden ruhen kopmalar ve kendi iç hissiyatına geri dönüşler başlar. İşte Trekking ya da doğa yürüyüşleri insana doğayı ve kendini keşfettiren, tanıtan ve öğreten bir eğiticidir. Doğa yürüyüşleri işte bu ihtiyaçlarımızı karşılamak için en güzel adımları sağlar bize.Genelde temiz hava almak, spor yapmak, sağlığımızı korumak, fotoğraflamak, keşfetmek, anlamaya çalışmak, doğa ile iç içe yaşamayı öğrenmek gibi türlü sebeplerle doğada yürüyüşler yaparız. Bu yürüyüşleri doğa ile uyum içinde yapılan geziler olarak algılamalı ve yeni bölgeleri keşfetmek için yapmaya devam etmeliyiz. Sadece bir hedefe varmak için yapılan yarış gibi değerlendirmek,