Dilhâne Mayıs Sayısı MAYIS Sayısı (1) | Page 18

Bir çoğumuzun onlarca yıl yapmaya fırsat bulamadığı bir şeydir. İnsan, başını iki elinin arasına alıp ben nereye gidiyorum sualini sormadan altmış yaşına gelebilir. Daha da doğrusu milyonlar böyledir. Toplumun, aşağı yukarı yüzde doksanı başkalarının oluşturduğu gündeme tabidir kalan yüzde belki biraz düşünmek ve gayret içerisindedir. Bu kesimin ise yüzde doksanı genelin yüzde dokuzu ( yüzdeler tahmini maksat bir gerçeğe değinmektir) kendi gündemini oluşturur. Bunun ise bedeli hayatın zorlaşması , insanın yalnızlaşması ama değer. Kalan yüzde biri ise topluma gündem hazırlayan lider tabiatlı kişilerdir. Şahsen kendime ve hayatıma baktığımda yüzde birin içerisinde olduğumu düşünmüyor fakat yüzde doksanın arasında olmaya gönlüm razı değil. Peki ne yapıyorum? Kendi gündemine hakim olmaya çalışan yüzde dokuzun içerisinde yer tutmaya çalışıyorum. Bu durum okuyacağı eserleri, konuları etraftan etkilenmeden seçme gayreti içerisinde olmaktır. Daha öncede bahsettiğim üzere bunun bedeli yalnızlaşmak ve garipsenmektir. Hatipzâde Muhiddin Efendi’yi azlettiğini Molla Gürânî Hz. öğrendiğinde; “Ya o azli geri alırsın, ya da biz bütün ulemâ senin ülkeni terk ederiz.” Dedikten sonra Sultan Fatih azlini geri alıyor. Buradan ulemâya bakışını nasıl yorumlayabiliriz? Hiçbir otorite karşısında kararından rücu etmeyeceğini bildiğimiz , Dünya tarihinin kaydettiği en ciddi en büyük en esaslı liderlerinden olan Fatih merhum ilim karşısında insaf ehli boynu kıldan ince bir duruş sahibiydi. Kırılmak gücenmek şöyle dursun , herkes ondan korkar , çekinirken o, alimlere ittiba eder , gözünün içine bakar , onların rızasına talip olurdu. Çünkü bu medeniyetin temelinde ‘’ İlim rütbesi bütün rütbelerin üstündedir’’ hadisi şerifi bulunmaktadır. Mürşidi olduğu Ebu’l Vefâ Hazretlerini ziyarete gittiğinde, geri çevrilmişti. Bu olaydan bizim çıkarmamız gereken nedir? Ebu’l Vefa Hazretlerinin kapısındadır, kapıyı çalar fakat içeriden gelen cevap ‘’müsait değiliz, kabul edemeyeceğiz , dönsünler. ‘’ şeklindedir. Kimseyi geri çevirmeyen Ebul Vefa Hazretlerinin cihan padişahını , üstelik o şehri feth etmiş olan adamı geri çevirmekte , kabul etmemektedir. Anlaşılması zor olan bu hadiseyi kendisi izah buyurmuştur. 18