Dilhâne Eylül eylül | Page 60

Bay MÖ

Yazı

Faruk Yıldız

Şöyle derdiniz hep,“ İleride bunları yaptığım için bana teşekkür edeceksiniz.” Haklıymışsınız(!) Teşekkürler Bay Mö!
Artık ilerideyiz. Ve gerçekten çok şey öğrendim sizden. İnsanların insanlarda ne kadar derin yaralar açabildiğini sizden öğrendim mesela. Büyük olmanın, güçlü olmanın, makam mevki sahibi olmanın ve isminin önünde herhangi bir unvana sahip olmanın insan olmakla hiç alakası olmadığını, ilk sizden öğrendim. On ikisinde okuldan kaçmak, eve gidemeyip aç karnına sokaklarda dolaşmak neymiş, sizden öğrendim. Çocukların yalnız bedenen değil ruhen de ırzına geçilebileceğini sizden öğrendim. Kısacası sizin gibi olmamayı sizden öğrendim ben. O yüzden çok çok teşekkürler.
Şimdi aynı yaşta bir çocuğa bakınca istemesem de ara ara aklıma siz geliyorsunuz. Cevabın bulamadığım sorularla bakıyorum çocukların yüzüne.“ Nasıl?” diyorum,“ Neden?” diyorum … Ama bir türlü cevap bulamıyorum. Neyimizden bu kadar nefret etmiştiniz, söyler misiniz? Ben de bakıyorum ve göremiyorum hiçbirinin yüzünde bunu.
“ Okumaz” demiştiniz benim için. Okudum. Hatta yazıyorum bile. Romanlar, şiirler, hikâyeler … Hemen hepsinde, illa bir çocuk oluyor nedense! Suçları, günahları falan da olmuyor hiçbirinin. Adı üstünde, çocuk bu ne de olsa … Yalnız siz değildiniz elbette. Okul duvarları arasına nefret sığdıran sizin gibi nicelerini gördük biz; ama siz, hepsinden bir iki gömlek üstündünüz. Bir mengene misali köşelerde sıkıştırdınız bizi. Gıkımız çıkmadı, çıkamadı. Şimdi o derin(!) ilminize sığınarak birkaç soru sormak istiyorum size.“ Okulumuzdan ayrılıp üniversitede hocalık yapmaya başladığınızda aynı yöntemleri üniversite öğrencilerine uygulayabildiniz mi?”
60