Dilhâne Eylül eylül | Page 35

Sevginin Kalbi Yazı Gülden Bayraktar Uzun zamandır aklımı kurcalayan bir soru var, hatta kalbimi hırpalayan. Kendi kendime cevaplar aradığım fakat hep farklı cevaplar aldığım bir soru. Soru şu: İnsan sevdiğini hiç üzer mi? Şimdi böyle deyince aklınıza bir çocuk şarkısı nakaratı gelebilir. Ama olsun en azından bu da bir farkındalık vesilesi diye sevinebilirim. Evet insan sevdiğini üzer mi? Üzmeyi ister mi? Üzülse, üzülmez mi? Aklıma çokça dinlediğim bir sohbetten kısa bir bölüm geliyor, kendimce cevaplar ararken... Hemen hemen hepimizin ezbere bildiği Leyla ile Mecnun'un aşk hikayesinden kısa bir kesit. Rivayet odur ki: Mecnun Leyla'nın sevdası ile yanıp tutuştuğu günlerin birinde, bir adam geliyor Mecnun'un yanına: “Sen” diyor; “bu Leyla'nın aşkıyla yanıp tutuşuyorsun besbelli... Leyla'yı da sana vermiyorlar. Sen git Leyla'yı kaçır.” Mecnun hüzünleniyor. “Ben” diyor “bunu yapamam” “Neden?” diye soruyor adam. Mecnun'un cevabı muazzam. Ne zaman dinlesem sanki ilk duymuş gibi içim ürperir: “Ben” diyor Mecnun; “eğer Leyla'yı kaçırırsam Leyla'nın annesi perişan olur. İçinde Leyla olan bir kalbi ben nasıl ağlatayım!” Dizlerimin bağı çözülüyor bu cevaba, cümle iddialara verilecek en muhteşem cevap. İçinde sevdiğim olan bir kalp mahzun olmasın! Peki ya biz? 35