Dilhâne Ağustos agustos | Page 58

Söyleşi Söyleşi Fatih Duman Bizim açımızdan bakınca da belki tek eksik unutuyor olmamız. Daha önce şöyle yazmıştım ve hâlâ öyle düşünüyorum. “Hani cansız bedeni sahilimize vuran bir masum vardı; Aylan, belki dört belki beş yaşında. Dünya o çocuğa ayağını basacağı bir kara parçası bulamamıştı hani. Bir toprak verememişti ölmesi için bile. Yüzükoyun yerde yatan bedenini reklam afişlerini seyreder gibi seyretmişti dünya. Sonra unutmuşlardı. Ben unutmadım. Zira bir çocuk ölünce bir baba ölür bence, bir anne ölür, bir aile ölür ve inan bana insanlık ölür. Yetimlerimiz için çokça ayet ve hadis var. Bunlardan bir hadisin ravisi Malik İbni Enes, -Peygamberimiz Aleyhisselam'ın yaptığı gibi- işaret parmağıyla orta parmağını göstererek; "Kendi yetimini veya başkasına ait bir yetimi himaye eden kimseyle ben, cennette şöyle yan yana bulunacağız." şeklinde nakletmiş.. (Müslim, Zühd 42.) Bu kadar ehemmiyet verilmesi gereken bir mevzuda sizce; yetimler için, sokaktaki çocuklar için v.s çaplı bir çalışma yapılmakta mı? Ben yapıldığına inanıyorum. Ama yeterli mi açıkçası bunu tam olarak bilemiyorum. Belli başlı sivil toplum kuruluşlarının sadece ülkemizdeki değil dünyadaki tüm yetimler için çok güzel ve kıymetli çalışmaları var. Allah onlardan razı olsun. Ama daha fazlası çok daha fazlası yapılabilir ve yapılmalı da. Bu vazife sadece bizim ülkemizin değil dünyanın bütün ülkelerinin vazifesi ve onlara bunu yine biz hatırlatıyoruz. Dilhâne’nizdeki üç kelimeyi söyleyebilir misiniz? Kâri, sükut, lâmekan. 58