Söyleşi
Söyleşi
Fatih Duman
Bizim açımızdan bakınca da belki tek eksik unutuyor olmamız. Daha önce
şöyle yazmıştım ve hâlâ öyle düşünüyorum. “Hani cansız bedeni sahilimize
vuran bir masum vardı; Aylan, belki dört belki beş yaşında. Dünya o
çocuğa ayağını basacağı bir kara parçası bulamamıştı hani. Bir toprak
verememişti ölmesi için bile. Yüzükoyun yerde yatan bedenini reklam
afişlerini seyreder gibi seyretmişti dünya. Sonra unutmuşlardı. Ben
unutmadım. Zira bir çocuk ölünce bir baba ölür bence, bir anne ölür, bir
aile ölür ve inan bana insanlık ölür.
Yetimlerimiz için çokça ayet ve hadis var. Bunlardan bir hadisin ravisi
Malik İbni Enes, -Peygamberimiz Aleyhisselam'ın yaptığı gibi- işaret
parmağıyla orta parmağını göstererek; "Kendi yetimini veya başkasına
ait bir yetimi himaye eden kimseyle ben, cennette şöyle yan yana
bulunacağız." şeklinde nakletmiş.. (Müslim, Zühd 42.)
Bu kadar ehemmiyet verilmesi gereken bir mevzuda sizce; yetimler için,
sokaktaki çocuklar için v.s çaplı bir çalışma yapılmakta mı?
Ben yapıldığına inanıyorum. Ama yeterli mi açıkçası bunu tam olarak
bilemiyorum. Belli başlı sivil toplum kuruluşlarının sadece ülkemizdeki
değil dünyadaki tüm yetimler için çok güzel ve kıymetli çalışmaları var.
Allah onlardan razı olsun. Ama daha fazlası çok daha fazlası yapılabilir ve
yapılmalı da. Bu vazife sadece bizim ülkemizin değil dünyanın bütün
ülkelerinin vazifesi ve onlara bunu yine biz hatırlatıyoruz.
Dilhâne’nizdeki üç kelimeyi söyleyebilir misiniz?
Kâri, sükut, lâmekan.
58