Dilhâne Ağustos agustos | Page 44

Hayatın En Masum Yanı: ÇOCUK Yazı Merve Diken Öte yandan geleceğe, topluma, haneye sızmanın yolunu bulan medya; kadının ulaşılabilirliğinde son noktaya geldiğinde yeni kurban olarak çocuk üzerinden kitlelere ulaşıyor. Sonrası hepimizce malum. Kadını saklamayı geçtik, ki bir Müslüman olarak bu cümleyi dahi kurmamalıyız, biz artık çocuklarımızı bile saklayamıyoruz. Kolayca ulaşılabilen metalar haline getirilirken sadece uzaktan izliyoruz. Yıllarca kadın bedeninin metalaştırıldığını konuşan biz, bugün masum yavrularımıza uzanan ellere dur diyemiyoruz. Müslümanlar olarak bilinçlenmedikçe, günden güne toplum olarak eriyişimizi izlemek kaçınılmaz oluyor. Bir yerde dur demeyi bilmemiz gerekiyor. Sınırlarımızı yeniden gözden geçirmeli ve hassas çizgilerimize kimseyi yanaştırmamayı, ‘hayır’ demeyi öğrenmeliyiz. En önemlisi, durup bekleyerek izleyerek bazı şeyleri başaramadığımızı görmeli ve “eğitim” denen şeye gerçekten kulak vermeliyiz. Her ne yapıyor isek; en iyisini, en doğrusunu yapmaya gayret ettiğimizde işler gerçekten yoluna giriyor. Toplumda herkes görevini en iyi yapsa sistemde bir bozulma olur mu? Anne isek, anneliğin hakkını vermemiz gerekiyor. Baba isek babalığın, öğretmen isek eğitimin, çöp toplayan isek temizliğin hakkını vermemiz gerekir. En önemlisi kulluğun hakkını vermemiz gerekiyor. Kulluğunun hakkını verenin, her işi kilidine oturmuş anahtar gibi yerini buluyor. Çünkü kul olan, Kainatı Yaratan’ın emrine göre hareket ettiğinden doğal işleyişte hiçbir bozulmaya sebep olmuyor. O halde toplum olarak bize lazım olanın kul olmak olduğunu idrak etmekle işe başlamak gerekiyor. Kulluğa niyet etmek ve Bismillah diyebilmek duası ile… 44