Hayatın En Masum Yanı: ÇOCUK
Yazı
Merve Diken
Öte yandan geleceğe, topluma, haneye sızmanın yolunu bulan medya;
kadının ulaşılabilirliğinde son noktaya geldiğinde yeni kurban olarak
çocuk üzerinden kitlelere ulaşıyor. Sonrası hepimizce malum. Kadını
saklamayı geçtik, ki bir Müslüman olarak bu cümleyi dahi kurmamalıyız,
biz artık çocuklarımızı bile saklayamıyoruz. Kolayca ulaşılabilen metalar
haline getirilirken sadece uzaktan izliyoruz. Yıllarca kadın bedeninin
metalaştırıldığını konuşan biz, bugün masum yavrularımıza uzanan
ellere dur diyemiyoruz.
Müslümanlar olarak bilinçlenmedikçe, günden güne toplum olarak
eriyişimizi izlemek kaçınılmaz oluyor. Bir yerde dur demeyi bilmemiz
gerekiyor. Sınırlarımızı yeniden gözden geçirmeli ve hassas çizgilerimize
kimseyi yanaştırmamayı, ‘hayır’ demeyi öğrenmeliyiz. En önemlisi,
durup bekleyerek izleyerek bazı şeyleri başaramadığımızı görmeli ve
“eğitim” denen şeye gerçekten kulak vermeliyiz. Her ne yapıyor isek; en
iyisini, en doğrusunu yapmaya gayret ettiğimizde işler gerçekten yoluna
giriyor. Toplumda herkes görevini en iyi yapsa sistemde bir bozulma olur
mu? Anne isek, anneliğin hakkını vermemiz gerekiyor. Baba isek
babalığın, öğretmen isek eğitimin, çöp toplayan isek temizliğin hakkını
vermemiz gerekir. En önemlisi kulluğun hakkını vermemiz gerekiyor.
Kulluğunun hakkını verenin, her işi kilidine oturmuş anahtar gibi yerini
buluyor. Çünkü kul olan, Kainatı Yaratan’ın emrine göre hareket
ettiğinden doğal işleyişte hiçbir bozulmaya sebep olmuyor. O halde
toplum olarak bize lazım olanın kul olmak olduğunu idrak etmekle işe
başlamak gerekiyor.
Kulluğa niyet etmek ve Bismillah diyebilmek duası ile…
44