Dilhâne Ağustos agustos | Page 37

Dar Ağacında Yıldızlar Yazı Gökhan Kırcılı Erdem, ölümü göze alacak kadar bir fikre bağlanmak mıydı? Yoksa hiçbir eylemde bulunmadan çok doğru bir fikre bağlanmak mı? Bu ikisi tartışıladursun doğru bir fikre ölümü göze alacak kadar bağlanmanın örneğini verelim: Mekke’de müşrikler, darağacındaki Sahâbe Efendimiz Hubeyb bin Adiyy Hazretleri’ne; -Doğru söyle.! Şimdi senin yerinde Muhammed olsa ve sana bedel O öldürülse, memnun olurdun; değil mi.? diye sordular. Gönlü Rasûlullah’a muhabbetle yanıp tutuşan sahabîden gelen cevab, müşrik cânîleri şaşırttı, tüylerini diken diken etti; -Allah'a yemin ederek söylüyorum ki; Peygamberim’in ayağına bir diken batmaktansa, evimden, hayâtımdan, çoluk çocuğumdan olmaya râzıyım.! Müşrikler, fedakârlığın böylesini görmemiş, Allah ve Rasûlü’ne bağlılığın tatlı saâdetini yaşamamış oldukları için, Hazreti Hubeyb bin Adiyy’in bu cevâbına güldüler.! Etrâfına bakan Hazreti Hubeyb bin Adiyy, hiç bir nûrânî yüz göremiyordu. Bütün suratlar karanlıktı. Sanki, şirk’in çirkinliği, yüzlerine aksetmişti. O büyük kalabalıkta Rasûlullah’a selâmını iletecek kimseler yoktu. Bizzat kendi ağzıyla, hayâtını uğruna fedâ ettiği Rasûlullah’a darağacında selâm yollamaktan başka çâresi yoktu. Şöyle niyazda bulundu; "Allah'ım.! Şu anda, düşman yüzlerden başka yüz göremiyorum. Allah'ım.! Şurada selâmımı Rasûlün’e ulaştıracak hiç kimse yok. Ne olur, O’na selâmımı Sen ulaştır. Allah'ım.! Sen bize, Rasûlün’ün peygamberliğini bildirdin. Bize revâ görülenleri de O’na, sabahleyin bildir." 37