Toplumun yaşadığı buhranlar-
sıkıntılar ve acıları yalın, lirik bir
dil ile okuyucuya sunmuştur.
Türklerin var olduğu ilk andan
itibaren hür ve özgür
kalabilmek için bu yolda neleri
feda ettiklerine dikkatleri çeker.
Türklerin alp insan tipinin en
yükseği olduğunu görürüz.
Bunda da dinin etkisi
yadırganmayacak kadar
fazladır.
Toplum hayatında kadının
varlığı büyük bir önem teşkil
eder. Hemen hemen her
eserinde savaşta olan eşini
bekleyen bir kadın tipini işler.
Bunun üzerinde ince ince durur
ve bu kadın girifttir. Bize
sunulan bu kadın sadık –
çalışkan – vefalı- yüksek ahlaki
değerlerle yoğrulmuştur. Bazen
çocuklarına aş pişiren bazen ise
uçsuz bucaksız topraklarda at
koşturduğunu görürüz. Kadın
sosyal – kültürel anlamda
hayatımızın her anında bize
eşlik eder.
Eserlerinde bulunan diğer bir
vasıf ise tabiattır. Onun tabiatı
durgun sakin değil tıpkı
kahramanları gibi canlı ve
coşkuludur. Tabiat
beraberinde hayvanları getirir.
Hayvanlar, ins an hayatına
karışırlar. İnsanların yaşamış
oldukları ruhsal durumlardan
hayvanlar da etkilenirler.
Özellikle en belirgin olanı attır.
Türklerin savaşçı ve göçebe bir
hayat sürmelerinden dolayı at
onlar için en önemli ulaşım ve
savunma vasıtasıdır.
Kaleme aldığı eserlerde bizlere
Orta Asya’nın coğrafi unsurları
hakkında bilgiler verir. Türk
ailesinin yapısını, aile ilişkilerini
ve töre geleneklerini derinden
hissedersiniz. Onun dili üslubu
sanki durup hayattan bir
fotoğraf karesi
görüyormuşsunuz hissi verir.
Durup düşünmenizi sağlar.
Geçmişte ne çok acı yaşandığı
ve bunların yaşanmaya devam
ettiği ve gelecekte de
yaşanacak olması size derin bir
hüzün verebilir. Asıl mühim olan
ki insanların bunları ne kadar
da çabuk unutmasıdır.
Hayatı boyunca kaleme aldığı
eserlerinde gördüğü hiçbir şeye
ilgisiz kalmamıştır. Olayların
değişik yüzlerini eserlerine
yansıtmıştır. Aytmatov geçmişin
kültürünü günümüze ve
geleceğe aktarmada birer
köprü görevini üstlenmiştir.
29