Günümüz insanının şiirle olan ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz ?
- Her zaman tartışılagelmiştir edebiyat tarihine bakarsanız şiirin dolaştığı coğrafya eskiden daha genişti çünkü iletişim ve duygu aktarımı bu günkü günü kolay ve yaygın değildi . Ancak şiir , temel bir sanattır . Belki etkisi , ilgilisi azalıyor ama asla bitmeyecek . Dünyada bitse bile Türkiye ’ de bitmeyecek . Bu millet kadar şiiri hayatına sokmuş başka bir milletin olduğunu sanmıyorum . Az ilgi görmesi bence daha sağlıklı bir durum . Az olmak niceliğe değil , niteliğe bir işarettir . Ne mutlu bize ki ; hâlâ bir damla mürekkep ile çok şeyi değiştirebileceğini düşünen insanların bulunması .
Kelime ve taş arasındaki bağlantıyı nasıl yorumlarsınız ?
- İkisi de eski ama ; eskimeyecektir . Dönüşecek belki ama özü hep kalacaktır . İkisi de yerinde ağırdır . İkisinin de sınırlarını kendi özgül ağırlıkları belirler , parçalandığında bile taş ; taş kelime ; kelime ' dir . Dünya oldu olalı bunlar vardır ve olacaktır . Biri dünyamızın güven veren zeminidir , biri ruhumuzun ifade zeminidir . Kaya gibi şiirler için taş gibi kelimelere ihtiyacımız vardır .
Bugün bir İngiliz şair , sahasında önemli bir statüye gelmek isterse ölçüt olarak Shakespare bilmek zorunda , onun üslubuna hakim olması gerek . Ama bizde ise durum biraz farklı . Örneğin ; bir şairin Fuzuli ’ yi anlamak zorunda değil veya onun üslubunu bilmesine gerek yok . Hatta tanımasa dahi olur . Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz ?
- Şah ı Nakşibend Hazretlerinin güzel bir menkıbesi ardında çok anlamlı bir sözü vardır “ Kökü olmayanları sel , rüzgâr sürükler ” bir şair geçmişi sadece bugüne hakim olmak için değil bir gereklilik olarak bilmek zorundadır . Bize yapılan en büyük kirli hamle latin harflerinin kabulüdür . Bizim geçmiş ile bağımızı koparan bu travma dünyada hiçbir kültürde yapılmadı . Dil ve alfabenin kesintiye uğratılmak istenmesi ve bunun büyük ölçüde başarılması bu durumu doğurdu . Shakespare ’ i orijinal metninden okuyan İngiliz böyle bir travma yaşamadı . Eski metinlerde öyle hazineler var ki yıkılan bir ülkeyi yeniden yapacak ruhu gizliyor . Ama biz modern şiirin başlatıcısı Şeyh Galip ’ i aslından ve sözlüksüz okuyamıyoruz . Şiirin damarının kesildiği ve kanadığı asıl yer işte burasıdır .
19