Akşam oldu yine bastı karanlık , bir pencere kenarında gözlerim dışarıda geziniyor . Aklımda memleket ; ana , baba , eş ve dost .. Bir ara gözüm sokak lambasına takılıyor . Akşamın bir veba gibi insanın içine işleyen zifiriliğinden birkaç metrekarelik alanı aydınlatıyor . Birden aklıma köyüm geliyor . Doğup büyüdüğüm yerler ... Saklambaç oynarken saklandığım ve suyunu kana kana içtiğim çeşme ... Köyden şehire göçüşümüz , o gün beni kovalayan köpekler , liseyi kazandığım gün , lise yıllarımdaki yaramazlıklar , üniversite sınavına girişim ... Hepsi teker teker bir film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor . Gurbet işte . Altı harfli sözcük ama koskoca bir yalnızlık . Gurbette olduğunu ne zaman anlar insan ? Otogarda ... Binersin bir otobüse , oturursun koltuğa dışarıda yaşlı gözleriyle el sallayan annen ve sen üzülme diye dik duran babanı gördüğün zaman gurbet başlar . Gidiyorsun seni doğurup büyüten insanların olmayacağı , tek başına olacağın bir yere . Gurbete ...
E d e b i y a t , Ş i i r v e F i k i r
Gurbet
AHMET SEFA KAHVECİ
Akşam oldu yine bastı karanlık , bir pencere kenarında gözlerim dışarıda geziniyor . Aklımda memleket ; ana , baba , eş ve dost .. Bir ara gözüm sokak lambasına takılıyor . Akşamın bir veba gibi insanın içine işleyen zifiriliğinden birkaç metrekarelik alanı aydınlatıyor . Birden aklıma köyüm geliyor . Doğup büyüdüğüm yerler ... Saklambaç oynarken saklandığım ve suyunu kana kana içtiğim çeşme ... Köyden şehire göçüşümüz , o gün beni kovalayan köpekler , liseyi kazandığım gün , lise yıllarımdaki yaramazlıklar , üniversite sınavına girişim ... Hepsi teker teker bir film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor . Gurbet işte . Altı harfli sözcük ama koskoca bir yalnızlık . Gurbette olduğunu ne zaman anlar insan ? Otogarda ... Binersin bir otobüse , oturursun koltuğa dışarıda yaşlı gözleriyle el sallayan annen ve sen üzülme diye dik duran babanı gördüğün zaman gurbet başlar . Gidiyorsun seni doğurup büyüten insanların olmayacağı , tek başına olacağın bir yere . Gurbete ...