olmadığını sordum. Gündüz bir iş için Marmaris’e ineceğini, akşamüstü
geleceğini söyledi. Bütün bir gün boyunca Gökova Körfezi’nde yelken
açma kapama, tromala atma ve GPS kullanmadan burunları ve koyları
haritada bulma eğitim yaptık. Akşamüstü hava kararmaya yakın Okluk
Koyu’nda Kısmet’in yanına arkadaşım ve eşi demirledi. Tekneyi satan
kişi ve ben hiçbir şeye karışmadık. Arkadaşım botla karaya çıkıp
teknenin koltuk halatlarını da ağaçlara bağladı. Yarım saat kadar sonra
da Sadun abi Marmaris’ten geldi. Şimdi sıra damardan teorik derslere
gelmişti.
Sadun abi, Kısmet’in kuzinesinde pişirdiği ahtapot salatası ve kefal
buğulamasını ikram ederken, arkadaşım ve eşine, özellikle denizde
güvenlik konularıyla ilgili çok değerli bilgiler aktardı. 21 Kasım gecesi
yeryüzündeki cennet Gökova Okluk’ta şahane bir gece geçirmiştik ve bu
gece için şükrettik.
Ertesi sabah erken saatte kalktık. Görüş mesafesini pek etkilemeyen
ama panoramik olarak nefis bir manzara ziyafeti veren hafif bir sis
eşliğinde yine arkadaşım ve eşini çalıştırarak demir aldık. Üç uzun, bir
kısa düdükle Sadun abiyi, Kısmet’i selamlayıp Okluk’tan çıktık. Rotamız
Orak Adası…
Hava güzel. Alarga’da demir atma talimi ve denize girme molası
planlıyoruz. Orak Adası’na geldik. İki üç kez demir atma talimi yaptıktan
sonra denize girdik ve nefis bir öğle yemeği yedik. 2000 yılının denize
girme sezonunu da böylece 22 Kasım günü kapatmış olduk.
Akşamüstüne doğru Bodrum Milta Marina liman ağzına geldik. Niyetim
marinaya arkadaşım ve eşinin girmesini sağlamaktı. Telsizle palamar
botunun çağırdım ve ekledim:
“Arkadaşlar tekneyi yeni aldı. Biz teknede iki tecrübeli kişiyiz. Ancak
onların yanaşmasını istiyoruz. Tamamen kendileri yanaşmayı denesinler.
Eğer çevredeki teknelerden birine zarar verecek gibi olurlarsa siz ancak o
zaman botla müdahale edin. Gerekirse biz de müdahale edeceğiz.”
Tabii böyle bir özgüven olunca da, marinaya yanaşma işi çok
problemli olmadı. Dört günlük uygulamalı eğitim, gayet iyi sonuç
vermişti. Ancak bütün bu olumlu pratiğe rağmen, henüz tek başlarına
denize açılma zamanının gelmediğini ısrarla vurguladım.
Denizde en tehlikeli şeyin, yetersiz bilgi ve tecrübeden kaynaklanan
cesaret olduğunu da Sadun Boro, kendilerine de defalarca anlatmıştı
zaten. Bu dört günlük geziden sonra, Bodrum’dan İstanbul’a uçakla
dönerken, dört kişiden üçü çok mutluydu. Arkadaşım ve eşi yeni
26 Denizde yaşamak