DEFTERHÂNE’DEN TAPU VE KADASTRO’YA | Page 48

Tarih Boyunca Mülkiyet Anlayışı ve Osmanlı Toprak Düzeni olarak verilmekte olup, görevi bitince halefine intikal ederdi. 98 Erzurum ve Diyarbakır gibi sınır eyaletlerinde beylerbeyi hasları 1 milyon 200 bin akça civarında olmasına rağmen, genelde beylerbeyi hasları 650 bin-1 milyon akça arasında değişmekteydi. Görev karşılığı verilen bu haslar dışında ilmiye sınıfından bazı kişilere verilen “arpalık” ile saray kadınlarına verilen “paşmaklık” adında haslar da mevcut olmakla birlikte, bunların belli bir ölçüsü ve kuralı bulunmamaktaydı . 99 2. ZEAMET Geliri 20 bin akçe ile 99.999 akça arasında olan dirlik grubuna verilen isimdir. Bunlara sahip olanlara ise zaim veya erbab-ı zeamet denilir. Zeamet alay beyi, timar defterdarı, timar kethüdası, divan kâtip ve çavuşlarıyla müteferrikaları, defter emini ve bazı Defterhâne çalışanları gibi orta dereceli devlet memurları, yörük beyleri, müsellem beyleri ile beylerbeyi ve sancak beyi oğullarına tevcih edilirdi. Zeamet tevcihleri merkezden yapılırdı. Zeamet sahibi timarlı sipahi gibi sefere çağrıldığında cebelüsü ile katılmak zorundaydı. 100 Timarda kılıç hakkı olan 3 bin akçenin üzerindeki her 3 bin akçe için bir cebelü bulundurmak zorunlu iken, zeamet sahibinin kılıç hakkı 5 bin akçe olup, bunun üzerindeki her 5 bin akçe için bir cebelü getirmekle sorumlu idi101. Zeametlerin kılıç adı verilen esas bölümü 20 bin akçe idi ve zeamet mahlul olduğunda bir başkasına bu miktardan aşağı tevcih edilmezdi. Buna “icmâllü kılıç zeamet” adı verilir. Normal zeametler ise, timar olarak verilip sonrasında terakkilerle 20 bin akçeyi geçtiğinden zeamet diye anılır, fakat mahlul olduğunda bozulup parçalara ayrılabilirdi. 102 Zeametler de tıpkı timarlar gibi, erbab-ı seyf denilen askerî sınıfa hizmetlerine karşılık tevcih edilmiş bir geçim kaynağıydı ve zaimler de timarlı sipahiler gibi dirlik bölgesinde ikamet etmek zorundaydılar. Zeametler serbest timar statüsünde olduğu için zaimlerin, bölgelerindeki bad-i hava vergilerinin tamamını tasarruf etme yetkileri vardı. Sefere gitmedikleri taktirde dirliği elinden alınmaz ancak, bir yıllık geliri müsadere edilirdi. 103 3. TİMAR Osmanlı dirlik sisteminin esasını, ekonomik ve askerî yapısının temelini ve dirlik sistemi içerisinde sayı olarak da ana grubunu timar oluşturmaktadır. Yıllık geliri 19.999 akçeye kadar olan dirliklere verilen addır. 104 Timar tasarruf edenlere “erbab-ı timar” veya “timarlı sipahi” denilmektedir. Bölgesine göre değişmekle birlikte timarın 2 ila 6 bin arasındaki çekir- 98 Ünal, a.g.e., s.176 99 Kurt, a.g.m., s.60-61 100 Netayicü’l-Vukuat, C.III/IV, s.132-133; Olaz, a.g.m., s.702; Kurt, a.g.m., s.61; Ünal, a.g.e., s.177 101 Sofyalı Ali Çavuş Kanunnamesi, s.5-6 102 Ayn-ı Ali Efendi, Osmanlı İmparatorluğu’nda Eyalet Taksimatı, Toprak Dağıtımı ve Bunların Malî Güçleri, Çev.Hadiye Tuncer, Ankara 1964, s.37; Ayn-ı Ali Efendi, Kanunname-i Al-i Osman, Çev.Hadiye Tuncer, Ankara 1962, s.25 103 Kurt, a.g.m., s.61; ÜNAL, a.g.e., s.177 104 Ayn-ı Ali Efendi, Osmanlı İmparatorluğu’nda Eyal et Taksimatı, Toprak Dağıtımı ve Bunların Malî Güçleri, s.38; Ayn-ı Ali Efendi, Kanunname-i Al-i Osman, s.25 28