DEFTERHÂNE’DEN TAPU VE KADASTRO’YA | Page 36

Tarih Boyunca Mülkiyet Anlayışı ve Osmanlı Toprak Düzeni mektedir. Bunlardan örneğin rûznâmçe, avarece, kânûn gibi defterlerin aynı ya da farklı bir adla Osmanlılarda da karşılığının bulunduğunu görmekteyiz. Malî teşkilatı başlangıçta İlhanlı tesirinde gelişen Osmanlı Devleti’nde de sistemli bir şekilde defter tutma usulünün mevcudiyeti malumdur. Nitekim ilk dönemlerden itibaren defter tutulduğu ve bunların muhafazasına büyük ehemmiyet verildiği de bilinmektedir. Özellikle İlhanlılardaki “Kanun” 49 adı verilen defterler ile Osmanlıdaki “Tahrir Defterleri” nde vilayet veya liva kanunnamelerinin bulunması, bunların ilk defterlerine atıf yapılırken defter-i köhne, sonrakiler için defter-i atik ve son defterler için de defter-i cedîd tabirlerinin kullanılması ve Fatih Devri’ne ait defterlerin girişinde “ta’dil-i kanun-ı çifthâ ve bennakân…” ibaresinin yer alması 50 dikkat çekicidir. Aynı şekilde İlhanlılarda Defterdâr-ı Memâlik adı verilen görevlinin kontrolünde bir Defterhâne teşkilatı bulunması , 51 tıpkı defter türlerinde olduğu gibi defterlerin muhafazası hususundaki teşkilatlanmada da İlhanlıların Osmanlıya tesirlerini açıkça ortaya koymaktadır. Birbirinden farklı coğrafyalarda ve farklı zamanlarda kurulan devletlerdeki müesseseler, defter usulleri ve bunların isimleri değerlendirildiğinde, bütün bu müesseselerin aynı kültür temelinden ortaya çıktıklarını açık bir şekilde göstermektedir. Dolayısıyla, mülkiyet telakkisi ve toprak düzeni değerlendirilirken, öz itibarıyla İslâm’ın mülkiyet telakkisinden farklı olmayan Osmanlı Devleti toprak düzeninin İslâm hukukundan beslendiğini ve tarihsel süreç içerisinde kurulmuş olan birçok devletten doğrudan ya da dolaylı olarak etkilenmiş olduğunu da göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Bununla birlikte Osmanlı Devletinde gerek diğer müesseseleri gerek toprak düzeni devletin coğrafî büyümesine, siyasî gücüne ve akabinde gerilemesine paralel olarak yeniden düzenlenmiş, ihtiyaçlara göre şekillenmiş ve nevi şahsına münhasır bir yapı ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan kendine has bu yapı ise, büyük oranda toprak ekonomisine dayanıyordu. Osmanlı Devletinde toprak düzeninin sıkı bir şekilde kontrol altında tutulduğu dönemler aynı zamanda devletin de en güçlü olduğu dönemler olup, toprak düzeninin bozulması ise devletin çözülmeye ve güçsüzleşmeye başladığı dönemler birbirine paralel olarak ilerlemiştir. Zira Osmanlının askerî, idarî, sosyal ve iktisadî düzeni neredeyse bütünüyle bu sisteme bağlıydı . 49 Göyünç, a.g.m., s.90 50 Mehmet Öz, XV.-XVI. Yüzyıllarda Canik Sancağı, Ankara 1995, s. 51 Köprülü, a.g.e., s.75; Taneri, a.g.m., s.385 16