Türkiye Kadastrosu’nun Tarihçesi
EK-4. KADASTRO MEKTEBİ’NİN TARİHÇESİ
Osmanlı Devleti’nde belli yasal düzenlemelere dayanan, uzun vadede memleketin
tümünün kadastral haritalarını çıkarmayı hedeleyen, sistemli ve planlı kadastro çalışmaları
yapılamamış olmakla birlikte, birbirinden farklı bölgelerde münferit kadastro çalışmaları yapılmaya çalışılmıştır.
“Osmanlı Devleti’nde Kadastro” 842 başlıklı kısımda tafsilatlı olarak ele alındığı üzere, 1870’li yıllarda İstanbul ve Hüdavendigar’da yapılan çalışmalar neticesinde kadastro ameliyesinin uzun vadede devlete önemli miktarda gelir sağlayacağının anlaşılması üzerine 1877’de ilk tahrir nizamnâmesi çıkarılmış843 hemen akabinde Balkanlarda, sonrasında ise İstanbul’da ve Konya Ovası’nda ve başka birkaç yerde küçük çaplı, bölgesel kadastro çalışmaları yapılmıştı.844 Bununla birlikte bu hususun ilmî mantığını ve teknik ayrıntılarını ortaya koyabilmek için yabancıların hazırladığı kimi layihaların tercümeleri de yapılmıştı. Kadastro işlerinin bir düzene sokulabilmesi için atılan ilk ciddi adımlardan birisi Defter-i
Hakanî Nazırı Mahmud Esad Efendi’nin nazırlığı döneminde Defterhane’nin Senedat-ı Umumiye Müdüriyeti’ne bağlı “Heyet-i Fenniye” bürosunun açılması olmuştur. 1909 yılında iki kişi olarak teşkil edilen heyet 1911’de dört kişiye çıkarılmıştı.845Osmanlı Devleti’nde Kadastro Mektebi’nin açılmasından ve ilk Kadastro Kanunu’nun ilanından evvel yapılan fennî nitelikteki kadastro çalışmaları umumiyetle bu hususun önemini idrak edebilmiş bazı üst düzey
devlet ricalinin gayretleri ile devam ettirilmeye çalışılmış ise de, gerek yapılacak çalışmaların
yürütülmesine yönelik derli toplu ve ihtiyaca cevap veren yasal bir düzenlemenin bulunmaması, gerek bu alanda hizmet verecek nitelikli personel ve nitelikli personeli yetiştirecek eğitim kurumunun bulunmayışı ile teknik malzemenin yetersizliği ve devletin malî problemleri gibi nedenlerle yapılan çalışmalar küçük çaplı bölgesel çalışmalardan öteye gidememiştir.
Osmanlı Devleti’nde kadastro konusunda en ciddi ve geniş çaplı çalışmalar meşrutiyetten sonra Mahmud Es’ad Efendi’nin846 Defter-i Hâkanî nazırlığı döneminde yapılmıştır.
Mahmud Es’ad Efendi, hukukçu ve kadastro ile ilgili fennî ilimler konusunda eğitimli bir kişi
olması yanında, R.1325 (M.1909) tarihinde Avrupa’nın tasarruf hukuku ve kadastral faaliyetleri ile ilgili sekiz merkezde yapmış olduğu tetkikler neticesinde kadastro tatbikatı hakkında
deneyim sahibi olmuş ve konunun önemini kavrayarak uygulamaya geçirilmesi hususunda
gayret sarf etmiş bir devlet adamı olarak ülkenin tümünün kadastral haritalarının çıkarılması ile toprak hukuku ve kadastro ile ilgili hukukî mevzuatın modern bir tarzda hazırlanmasının gerekliliği üzerinde durmuştu.847 Ülkede yapılması düşünülen geniş çaplı kadastral faaliyetler için en çok ihtiyaç duyulan şey ise bu hususta yetişmiş uzman personel ihtiyacı idi. Kadastro faaliyetlerinde hizmet verecek nitelikli personel ihtiyacının karşılanabilmesi amacıyla
842 “Osmanlı Devleti’nde Kadastro” çalışmaları hakkında ayrıntılı bilgi için bkz: s.196-208
843 Mahmud Esad, “Layiha”,s.16
844 BOA.Y.EE.dos.no:12/21
845 Halid Ziya, a.g.e., s.38,39
846 Mahmud Esad Efendi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz: s.226-234
847 Mahmud Esad, “layiha”, s.32.33
241