Türkiye Kadastrosu’nun Tarihçesi
3. TÜRKİYE KADASTROSU’NUN GECİKME SEBEPLERİ
VE ALINAN TEDBİRLER
Türkiye kadastrosunun gecikmesinin sebeplerinden ve yıllar içerisinde kadastro faaliyetlerinde gözlemlenen artıştan ve bu artışı tetikleyen sebeplerden bahsetmek yerinde olacaktır. Siyasî, hukukî ve malî gibi çeşitli nedenlerle yapılan bölgesel kadastro çalışmalarının
dışında, yürürlüğe konulan hukukî düzenlemeler uyarınca ifa edilmeye çalışılan umûmî kadastral faaliyetlerin hedelenen şekilde gerçekleştirilemediği görülmüştür. Cumhuriyetin ilk
yıllarında kadastro ile ilgili muameleler yapmak için Avrupa’ya gönderilen bir heyetin hazırladığı raporda “Türkiye arazisinin büyüklüğü kadar, engebeli zeminin fazlalığı ve gayrimenkullerin genellikle belli bir düzenden yoksun olması gibi sebeplerle ülkemiz kadastronun Avrupa memleketlerine kıyasla uygulanması daha zor olan bir yerdir”791 şeklinde kadastro faaliyetlerinin gecikme nedenlerinin ifade edilmesi oldukça dikkat çekicidir. Türkiye’nin coğrafi yapısından kaynaklanan sorunların yanı sıra, maddî olanaksızlıklar, mevcut tapu kayıtlarının mahalline tatbik edilmesinde karşılaşılan zorluklar,792 teçhizat ve personel eksiklikleri gibi bir takım sıkıntılar dolayısıyla kadastro çalışmaları kent merkezleriyle sınırlı kalmış ve kadastrosu yapılacak yerler çeşitli kriterler göz önünde bulundurularak idarece öncelik sırasına
konulmak suretiyle tespit edilmiştir. İl ve ilçe belediye sınırları dâhilinde gerçekleştirilen kadastro çalışmalarına 1950 yılında çıkarılan Tapulama Kanunu’yla kırsal alanların da eklenmesine kadar bu şekilde devam etmiştir.
Türkiye kadastrosunda hedelenen hızın yakalanamaması, 1950’li yıllara kadar kadastronun sadece kentsel alanlarla sınırlı kalarak il ve ilçe sınırları dışına çıkılamaması, beklentilerin aksine kadastronun bitirilememesi birtakım eksikliklerin giderilememesi ve problemlerin çözülememesinin bir sonucudur. Bu sıkıntılardan birincisi; kadastro işlerini yürütecek teknik personelin sadece kentlerde yürütülen kadastro çalışmalarını gerçekleştirilecek
kadar sınırlı sayıda bulunmasıdır. Ayrıca bu alanda eğitim veren okullarının az sayıda bulunması ve mevcut okullara gereken önemin verilmemesi ile bu okulların rağbet görmemesi de
yaşanan sorunlar arasında yer almıştır.
Kadastro alanında uzmanlaşmış yeterli personelin mevcut olmamasının dışında, kadastro ekiplerinin şehirden veya bürolardan uzak iş sahalarına süratle gönderilmelerini temin
edecek vasıtaların olmaması ve kadastro faaliyetlerinde sıklıkla kullanılan teknik aletlerin çoğunun artık işe yaramayacak kadar eskimiş olması faaliyetleri olumsuz yönde etkiyen sebepler arasında yer almıştır.793 Kullanılmayacak durumda olan bu aletleri mevcut imkânlarla yenilemek mümkün olmadığı gibi genişleyen sahalarda kullanmak için yeteri kadar aletin olmadığı da tespit edilen eksiklikler arasında sayılabilir.
Kadastro faaliyetlerinde kullanılan malzemelerin yetersiz olmasının yanında bu işlemlerin gerçekleştirilebilmesi için yeterli miktarda ödenek ayrılmadığı ve bu konuya gereken önemin verilmediği de söylenebilir.
791 Halid Ziya, a.g.e., s.41
792 Ahmet Mahir Çadırcıoğlu, Tapu ve Kadastro İşleri, Nazilli 1960
793 Mümtaz Tarhan, Tapu Kayıtlarımız ve Garp Memleketleri ile Mukayeseli Türkiye Kadastrosu, Ankara 1951
219