Türkiye Kadastrosu’nun Tarihçesi
658 sayılı Kanun ile gayrimenkullerin tasarruf muamelatı ile hukukunun tespit ve temini ile arazilerin geometrik usullerle ölçümlerinin yapılması ve hudutlarının belirlenmesi,
ayrıca gayri menkul vergileri ile ilgili defter ve belgelerin tutularak muhafazası amaçlanmıştır. Anlaşılacağı üzere bu kanun hukukî ve malî amaçlara yönelik olarak kadastro çalışmalarının yapılmasını öngörmüştür. Cumhuriyet Dönemi’nde, ülke geneline uygulanmak üzere sistemli ve planlı ilk kadastro çalışmalarına bu kanun ile Tapu Teşkilatı’na bağlı bir kadastro biriminin kurulması ile başlanmıştır.
Cumhuriyet Döneminde Yapılan Kadastro Çalışmalarından Görünüm
Osmanlı Dönemi’nde başlangıçta Defterhâne Fen Heyeti’nin nezâretinde İstanbul,
Konya/ Çumra ve diğer yerlerde başlanan kadastro çalışmaları 658 sayılı Kanunun ilanını müteakip Tapu Teşkilatı bünyesinde 500 lira bütçe tahsis edilerek oluşturulan Kadastro Müdüriyeti tarafından devam ettirilmiş olup, ayrıca kadastro çalışma alanı genişletilerek Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Manisa, Denizli, Malatya, Büyükada ve Mudanya gibi büyük illerde de kadastro çalışmalarına başlanmıştır.782 658 sayılı Kanun kapsamında yapılan kadastro çalışmaları yerel- klasik yöntemle yapılıp, arazi ölçümleri ve pafta üretimi gibi teknik konularda dönemin alt yapı eksikliğini yansıtacak biçimde yetersiz olmakla birlikte783düzenlenen pafta ve
beyannameler günümüzde de hukukî kıymetini devam ettirmektedir.784
782 Halid Ziya, a.g.e., s. 9
783 Şaban İnam, “Türkiye Kadastrosunun Mevcut Durumu ve Özellikleri”, Mülkiyet Dergisi, S. 49, s.26
784 Erol Can, “Tapu ve Kadastro Hizmetlerinin Tarihsel Gelişimi”, Mülkiyet Dergisi, S.32, Ankara 1999, s. 3
213