CÜREGINDE ASIRA MENI - Кочхарланы Леман / Leman J. Koç | Page 54

… even the Istanbul I never saw.
Poetry was a spell. the only kind of writing that could directly touch the heart. and to touch I began to write. but first, touching my heart. Touching there, anyhow, letters by themselves began their journey.
I was alone. but writing I multiplied. first I multiplied in myself … then in those who touched my writing.
Life is a large book … a long poem … that I am,... and will keep reading.
53 HAYAT UZUN BİR ŞİİRD İR...
Oyuncaklarım pek olmadı benim... Anadolu ' nun bir köyünde alabildiğine uzayan çayırlıklardı, oyun alanlarım. Çocukluğumda o çayırlıkların üzerinde sırtüstü uzanıp, kollarımı iki yana açarak seyrettiğim, her birine başka düşümü koyduğum bulutlar vardı bir de.
Sonrasında, harfleri keşfettim. Uzun... ince... yatık... kesik... eğri... noktalı... şapkalı. Her harfin farklı bir şekli, farklı bir sesi, farklı bir büyüsü. Yan yana geldiklerindeki o muhteşem anlamlar... melodiler... eksilmeler... artmalar. Oyuncaklarımı bulmuştum işte..! Üstelik onları satın almak için, paramızın yetip, yetmeyeceğini düşünmeme gerek yoktu. Üstelik kırıldıklarında kimseden azar işitmeyecektim.
Ah, onlar bir mucize gibi ellerime dökülüvermişti. Artık onların dışında hiç bir şeye ihtiyacım yoktu. Nereye gitsem yanımdaydılar. Ne zaman bunalsam ya da mutlansam, onlar söylediğim her şeyi dile getirmek için hazırdılar.
Konuşmaktansa, dinlemenin daha değerli olduğu bir kültürde yetişmiştim. O yüzden uzun cümlelerle anlatacak kadar harfim yoktu. Ama uzun dertlerim vardı... uzun hasretlerim... hayata dair uzun bir sevdam.
'' Ağlasam dokunabilir misiniz gözyaşlarıma '' diyordu Orhan Veli,... okuduğum o ilk şiirde.
... ve ben dokunabilmiştim onun gözyaşlarına.... hatta o hiç görmediğim İstanbul ' a.
ŞİİR bir büyüydü. İnsanın direkt kalbine dokunabilen tek yazım türüydü. Ve dokunmak için yazmaya başladım. Ama ilk önce, kendi kalbime dokunarak. Oraya dokunduğumda, harfler zaten kendi kendilerine yol almaya başlıyordu.