Jasper Kent’in oniki’si ; ‘tarihi romanla kara
fantezinin kusursuz birleşimi’, The Times'dan
Lisa Tuttle’ın da dediği gibi. Yazar ikisinide
yerlerine öyle güzel yerleştirilmiş ki, gerçeğin
nerde başladığını ve fantazinin nerde
gerçeğe dahil olduğu çok net. Eser hem bir
tarihi roman kadar gerçekci ( dekor, tarihler,
haritalar ve mekanların hepsi gerçek ) ve bir
fantastik roman kadar sürükleyici. Ben
okurken böylesi bir karışımdan çok zevk
aldım, açık konuşmak gerekirse tarihi
kıtaplar her ne kadar bilgilendirici olsalarda
bazen ağır ve yorucu olabiliyorlar. Bu kitap
bana 1 81 2 katastrofunun hiç bilmediğim
detaylarını ve yanlarını öğretti diyebilirim.
Büyük Fransız ordusunun korkunç sonu,
askerlerin çaresizlikleri ve sefaleti...
Bu kitapın fransızca dersinde bana bu kadar
faydalı olucağı hiç aklıma gelmezdi, Victor
Hugo, Expiation şiirinde aynı olayı
III.Napoleon’u eleştirmek için kullanmış.
Olay 1 9.yy’lın Rusya'sında geçiyor.
Ülke Napoleon’un Büyük Ordusuna karşı
çaresizdir ve rus şehirleri fransızlara birer
birer teslim olmuştur.
Buna karşın bir grup üst rütbeli rus askeri,
ülkeyi kurtarmak için Opriçniki adı verilen, on
iki savaşçı’nın yardımına baş vururlar. Ancak
çok zaman geçmeden Yüzbaşı Aleksey bir
takım olaylardan şüphelenir. Bir beladan
kurtulmak için aslında başlarına çok daha
korkunç bir bela açtıklarının çok geçmeden
farkına varır.
Kitapın uzun olması hoşuma giden
diğer bir ayrıntı. Yazar hiç bir olayı aceleye
getirmiyor, ancak ritmide yuksek tuttuğundan
hiç sıkılmıyorsun