Bilakis Dergisi mart sayısı 3. sayımız | Page 25

-Seni hiç görmedim buralarda. -Yeni geldim. -Burada kimsen var mı? Neden geldin buraya? -Kafamdakileri silebilmek için. -İşe yarıyor mu bari? -bazen -Bir boka yaramıyor. Kafanda seninle. Anılar hep seninle. Neyse, ne kadar kalacaksın. -Bilmiyorum. -Desene senin hikayede bana benzer. -Siz Sami miydiniz? -Öyle diyorlar, sizli bizli konuşmaları pek sevmem evlat. -Tamam abi. Sami sigarasını bitirene kadar oturdu. Konuşurken sık sık boğazını temizleyip, kesik kesik öksürdü. Sigarası bitince ani bir hareketle ayrılıp çıktı otelden. Ferit, Kaderdaşını uğurlarken duyduğu şeyi düşündü. Acaba gerçekten yaptığı şey bir boka yaramayacak mıydı? Yarasaydı eğer bu adam böyle olur muydu? Nasıl da kırışıktı alnı, ya beyazlaşan saçları Beynimize girişler kolaydı da çıkışlarda neden sorun çıkıyordu hep. Ah o salak beyin, ne gerekli şeyleri unutur da acı anıları hep saklar, neden? Ferit tekrar kütüphaneye döndü. Birkaç kitabı kurcalarken kendini kurcalamaya başladı. Zeynep’i gördüğünde doğru mu yapmıştı? “Evet” dedi “en doğrusunu yaptım.”. Kendisini avutan cümleleri peşi sıra sıraladı. Bu sıralama ona huzur veriyordu. Merdivenlerden inen genç birini gördü. Göz göze geldiler. “Selamun aleyküm” dedi genç adam. Ferit’in 养Ź