nin tekrar Yurt Sergileri üzerinde yoğunlaşmasına neden olur. Etkinliğin ve ressamların övgü dolu eleştirilerle tanıtımlarının yapılmasının yanında, yazarların eleştirilerinde-gerçekçi ve doğru yaklaşımlarla- yergiler de bulunmaktadır.
Bu sergilere gösterilen büyük ilginin, halkın resimlerde kendilerini ve anılarını bulmalarından kaynaklandığı söylenir. Ressamların atölyenin sıcak ve rahat ortamında, natürmort ve görünüm resimleri yerine; Karabük işçileriyle birlikte ateş karşısında resim yapmaları, kent ve kasabalarda gezmelerinin anlamlı olduğu savlanır. Sanatçıların çalışma gücü ve isteği içinde oldukları ve meslekleri ile ilgili olan işlere koştukları belirtilir. Resim ve özellikle karikatürlerde izlenen yabancı etkilerin terk edilmesinin bu yolla gerçekleşeceği görüşüne,“ halk resmi yaratmak”,“ benliğimize dönmek” gibi savlar hedef gösterilecek ve bu yolla evrenselleşme yerine yerelleşme görüşleri filizlenmeye başlayacaktır �15�. Bu övgülerin yanında, ressamların çalışma sürelerinin yetersizliği nedeniyle yaptıkları resimlerin de yetersiz oldukları eleştirilmeye başlanır. Kısa çalışma süreleri içinde yapılan resimlerde, etüt nitelikleri taşıyanlarla, gerçek resimlerin birbirlerine karışmaya başladığı vurgulanır. Ressamların iyi resim yerine, çok resim yapmayı yeğlemelerinin yanlış olduğu belirtilir�
“ Eğer maksat yalnız mahalli kıyafetleri, abideleri bir müzeci gözüyle tespit etmek olsaydı bu iş için ressam değil, fotoğrafçı göndermek daha doğru olurdu �16�.”
Ahmet Muhip Dranas Güzel Sanatlar Dergisi’ ndeki uzun yazısında sanatçıları, katıldıkları yılları ve şehirleri belirler ve tek tek olumlu ve olumsuz yönleriyle eleştirir�
“ Sanatına bir yenilik katıp katmadığı kendisince bilinecektir; boyayı palette karıştırıp ezmeye bile üşeniyor, tabiatı ihmal ediyor; az hislidir; güneş ışıklarına fazla yer verilmiş; yeni buluşlar göstermez; birbirinin kopyası denecek kadar birbirlerine benzerler; daha fazla alın teri ve hislilik isterdi; baştan savma yapılmış mecmua resimlerini düşündürmektedirler; boyalarla tutulmuş notlar gibidir; minyatür dünyasından bir türlü ayrılmazlar; son zamanlarda resimlerine perspektifi ve derinliği koydu; fakat o yassılık bir türlü gitmiyor; en güzel peyzajının bir tanesinin ortasına koyduğu mavi leke; tabloya kazara mavi mürekkep dökülmüş hissini veriyor; kırık dökük gibi duran desen bu eserlere düşünülmüş ihmalin zarifliğini verir; ne dereceye kadar kendisini gayeye ulaştırdığını Allah bilir; hassasiyeti tek cepheli midir diye bir tereddüdün mevsimi henüz gelmemiştir; iptidai bir atmosfer denemesidir; özenti hissi vermesine rağmen; ince çizgiler onları biraz tezyini kılar; maksatsız bir karanlık içindedir; bu eserler ona şahsiyet verecek kudrete erişememiştir.”
Yeni Gelin- Nusret Karaca� �anlıurfa� ����
Ressamlar bu telaş dolu çalışmaya iş bulma sevinci içinde katlanırlar. Kendi deyişleriyle�“ Bu geziler ressamlarımızın senenin yalnız birkaç ayını olsun tam bir ressam gibi yaşamalarına imkân verecektir �17�.” Buna karşın, o günün zor koşullarında buldukları işi kaybetmeme heyecanı içinde ödünler veren sanatçılar, acı eleştirilerle, gerçeklerle yüz yüze getirilirler. Bu cesur eleştiriler, yol gösterici ve toplumu aydınlatan açıklamalarıyla, günümüzün salt övgülere yer veren eleştirilerine yol gösterecek bir doğruluk belgesi olarak dikkatle incelenmelidir. Bu sert ve doğru eleştiriler V. Yurt Resimleri Sergisi’ nin gündemini hazırlar. Beşinci sergi sanatsal bir güvenceye alınacak ve bu sergiye daha önce ödül alan sanatçıların katılmaları tasarlanacaktır. Bu aşamada sanatçıların çalışmaları da yeni bir sisteme bağlanır. Geziye katılan ressamlar, en az on etüt ve boyu iki metreden fazla ve bir buçuk metreden az olmayacak kompozisyonlar üretmek zorundadırlar. Gezilere katılan ressamların etütlerini geliştirmeleri için yapacakları atölye çalışmaları için Ankara, İstanbul ve İzmir halkevleri atölyeleri hazırlanır.
Yurt �ezileri kapsamında ��� resim üretilmiş ve halkla buluşturulmuştu�
Serginin açılışı sırasında yayınlanacak katalog için, sanatçılar kendi çizgileri olan desenlerini ve özgeçmişlerini yapıtları ile birlikte bırakacaklardır. Refik Epikman, Malik Aksel, Cevat Dereli, Eşref Üren, Turgut Zaim, Ali Çelebi ve Cemal Tollu’ nun desenleri, bu haberle birlikte Ülkü dergisinde de yayınlanır. Refik Epikman bu bilgileri belirttiği yazısına şu ilginç açıklama ile devam eder�
“ Konuyu seçmekte ressam serbesttir. Ancak hangi cereyana mensup olursa olsun, sanatçının vereceği eserler, çalıştığı çevrenin özelliklerini belirten yerli ve öz motiflerimizle zenginleştirilecektir( 18).”
Bu açıklama ressamların çok da özgür olmadıklarını belgeler. Memleket resimleri düşüncesi ile belirlenen istek; yerellik, geleneksel kaynakların yinelenmesi ve partinin yurt içinde gerçekleştirdiği gelişme programlarının vurgulanması ereğini taşır. Bu kez, sık sık yetersizliği vurgulanan çalışma süresi de uzatılacaktır. Ressamlar 1942 yılında gittikleri gezilerde üç ay çalışma şansını yakalayacaktır �19�.
B + SONBAHAR 19