G üneşte n ge le n m ucize Vitamin D !
Bilindiği üzere, D vitamininin %80-90’ı güneş ışığının
etkisiyle ciltte üretilirken, geri kalanı beslenme yoluyla
elde edilmektedir. Dahası çalışmalar D vitamini eksikliği-
nin jinekolojik ve obstetrik (doğum ve doğum sonrası)
hastalıkların gelişiminde rol oynayabileceğini de göster-
mektedir. D vitamininin ultraviyole ışınlarıyla deride
sentezlenen Vitamin D3 ve başlıca balık, süt ürünleri ve
yumurta olmak üzere besinlerle alınan Vitamin D2 olmak
üzere iki temel kaynağı vardır. D vitamini eksikliğinin infer-
tiliteye sebep olan faktörler arasında yer alan endometri-
ozis, polikistik over sendromu, uterin fibroidler, sperm
kalitesi ve testesteron düzeyi ile ilişkili olduğu çalışmalarla
ortaya çıkartılmıştır.
KENDİMİZİ BİLDİK BİLELİ ALMAMIZ
GEREKEN VİTAMİNLERDEN: B12
B12 eksikliğinin infertilite üzerine olan etkisinin
indirekt olarak folik asit defekti üzerinden ya da
beraberinde metiyonin-homosistein sistemi
yoluyla olduğu, genetik sistem üzerinden de etki
yaptığı daha muhtemel görülmektedir. Bu
etkilerin yalnızca gebelik başlamadan ve başla-
dıktan sonra değil, yetişkin birey döneminde
görülen bazı sistemik hastalıklar, metabolik
bozukluklar ve nörolojik sistem bozukluklarında
meydana getirdiği bildirilmektedir. Ancak kesin
bilinen ise B vitamini eksikliğinde homosistein
seviyeleri (kanda ölçülen bir aminoasit)
artmakta ve bu da erken gebelik kayıplarına yol
açmaktadır.
S ağlıklı n esille r içi n
yapmamız ge re ke n i
açıklamak çok basi t
“KEND İM İZE İYİ
BAKM AK”. D ile kola y-
dır ama u ygu lan ışı n ı n
kolay oldu ğu n u söyl e-
miyoru m tabii ki.
FARKINDALIĞIN ÖNEM K AZ ANDIĞI
NOKTA: P COS
Günümüzde her on kadından birinde
PCOS (polikistik over sendromu) görül-
mektedir. PCOS’lu kadınların %50-70’i
diyabete kadar gidebilen insülin diren-
cine sahiptir. Tabii ki PCOS sadece insü-
lin direncine değil, beraberinde birçok
sağlık problemine de neden olmaktadır.
Bunlardan biri de infertilitedir. Seyrek
gerçekleşen ya da hiç gerçekleşemeyen
yumurtlama, PCOS’lu kadınlarda hamile
kalma olasılığını azaltır. Beslenmenin
yetersizliği bu durumu kötü etkileyebile-
ceği gibi, beslenmede doğru tercihler
yapmak olumlu yöne çevirebilir.
Sonuç olarak, beslenme konusu hayatımızın her alanında kenarda da olsa,
önemli kalmaya devam ediyor. Ebeveynlerinizin beslenme şekli sizin oluşum
veya yaşayış sürecinizin -olumlu/olumsuz- çok büyük bir kısmına etki ettiğini
vurgulamak isterim. Sağlıklı nesiller için yapmamız gereken çok basit: “KENDİ-
MİZE İYİ BAKMAK”. Dile kolay ama uygulanışının kolay olduğunu söylemiyorum
tabii ki. Mutlak suretle -varsa- vitamin/mineral eksikliklerimizi takip etmek,
doktor ve beslenme uzmanı eşliğinde yeterli ve dengeli aralıkta kalmak, çaba-
lamak gerekir sevgili okur. Var olun.