Benzin Magazin OCAK - ŞUBAT 2014 | Page 34

YAZARLAR ARAS DİNÇER [email protected] Maslak’ta Klasik Bir Tur İ şim gereği sık sık Maslak Atatürk Oto Sanayi Sitesi’ne yolum düşüyor. İş için gidildiğinde bazen insanı delirtebiliyor sanayi, ama bazen rutin yapılacaklar listesinin dışına çıkıp, ‘dolanıyorum’ sanayi sokaklarında. Normal insanlar elbette bu sanayi sokaklarında dolanma işine; ‘Deli misin, git boğazda dolaş, sanayide dolaşıp ne yapıyorsun’ diyebilirler, ama bizler gibi - veya bu satırları okuyan sizler gibi - benzin kafalılar için işin iç yüzü farklı tabi. Bu dolaşmalar romantik bir nostalji turuna dönüşüyor. Hangi sokakta, hangi dükkanda ne göreceğiniz hiç belli olmaz sanayide. Birden karşınıza bir 599 GTO, bir 911 Turbo S, bir Continental GT gibi ‘Ne işi var bunun sanayide?’ diye şaşırabileceğiniz canavarlarla karşılaşabilirsiniz. Ama benim sanayi sokaklarında dolanma amacım bunlar gibi son model canavarları avlamak değil. Ben klasikleri avlamayı seviyorum... En baştan söylemem gerekir, her zaman şöyle düşünmüşümdür: OCAK / 2014 Otomobil kültürünün bu kadar güdük kaldığı bir ülkeden beklenmeyecek kadar çok klasikçi, klasik otomobil ve klasik otomobil ustası çıktı meydana. Klasik otomobil kulüpleri kuruldu, müzeleri açıldı Nadide bir spor otomobil olsun, bir klasik olsun, limitli sayıda üretilmiş bir shootingbrake olsun, hatta sıradan bir Fiat Linea olsun, bir otomobilin başına gelebilecek en kötü şeylerden biri, Türkiye’de yaşamaktır. Türkiye’deki yol ve mevsim şartlarının kötülüğü, halkımızdaki otomobil kültürünün eksikliğiyle birleşince, yollarımızdaki her türlü aracın yaşam şartları negatif etkileniyor. Sadece otomobillerin değil, tüm motorlu araçların maruz kaldığı kullanılma şekilleri, bakım ve onarım görme yöntemleri gibi faktörlerden oluşan bu şartlar altında, ‘iyi’ bir otomobil sahibi olmak, ciddi bir sıkıntı hatta stres kaynağı olabiliyor. Yine de bu külfetlere katlanmayı seven bir kesim var Türkiye’de. Bu kesimin bir kısmı da klasikçiler. Özellikle son 10 yıla yakın bir süreçte, Türkiye’de klasik otomobilcilik oldukça uzun bir yol katetti. Ülkemizde bugüne dek hor kullanılmış, yanlış anlaşılmış, hatta çürümeye terkedilmiş, yerli-yabancı pek çok araç, şu son yıllarda restore edilmeye başlandı ve kıymete bindi. Hatta klasik işi; ‘genç klasik’, ‘ticari klasik’, ‘arazi klasikleri’ gibi enteresan alt kollara da sahip oldu. Otomobil kültürünün bu kadar güdük kaldığı bir ülkeden beklenmeyecek kadar çok klasikçi, klasik otomobil ve klasik otomobil ustası çıktı meydana. Klasik otomobil kulüpleri kuruldu, müzeleri açıldı. Bunlar elbette güzel şeyler, bugüne dek canından bezdirdiğimiz, benzinmagazin.com