KÖŞE
Akselere
FERHAT ALBAYRAK
Albayrak, Le Mans 24 saat yarışlarının motorsporları tarihinde ne derece önemli bir yer kapladığını ve ne kadar farklı rakamlar elde edildiğini irdeliyor
D
DÜNYANIN EN ESKI MOTORSPORU organizasyonlarından biri olarak kabul edilen ve bu yıl 90. senesi kutlanan 24 Heures du Mans, 2013’ ü hazin bir start ile tamamladı. Yarışın henüz onuncu dakikasında aracının bir anda oversteer etmesiyle hakimiyetini kaybeden Allan Simonsen, Aston Martin Vantage GTE’ sini sol taraftan büyük bir hızla bariyere vurdu. Ne yazık ki darbe o kadar güçlüydü kü Aston’ un ana taşıyıcı roll-bar’ ı bile kırılmıştı. Allan maalesef bütün müdahalelere rağmen hastanede hayatını kaybetti. Aston takımı yarıştan çekilmek istedi, ancak Simonsen’ in ailesi yarışmaya devam etmelerini istedi. Ve devam edildi... Aston kendi klasmanında beşinci oldu.
Le Mans 1923 yılından beri koşulan dünyanın en zorlu yarışlarından biri. Ben dünya gözüyle gidip görmedim, ama çoğu yarışçı bu pistin dünyanın en iyisi olduğunu söyler( Ring’ den bile iyi). Son yıllarda Audi’ nin kazandığı yarışlardan sonra yaptığı büyük PR kampanyaları ile normal insanların biraz daha aşına olduğu, ama asıl rekabetin özellikle 1960’ lı ve 70’ li yıllarda yaşandığı, o zamanlar galibiyetin bir F1 şampiyonluğu kadar önemli olan bir yarış. Peki Le Mans’ ı bu kadar özel kılan ne( idi)?
Motorsporlarıyla ilgili olup hem gişede hem de eleştirmenler tarafından beğeniyle karşılanmış nadir filmlerden biri 1971 yılı yapımı ve ölümsüz Steve McQueen’ in oynadığı‘ Le Mans’ dır. Ferrari ve Porsche rekabetinin zirve yaptığı yılları konu alan filmdeki rekabeti düşündüğünüzde, şu anki F1 rekabeti slotcar yarışı gibi kalır. Aslında Le Mans’ ı da Le Mans yapan budur; Rekabet!
Bazı takımların solo, bazılarınınsa iki kişi olarak yarışmayı denediği Le Mans’ da daha sonra yeni kurallarla minimum 3 pilot zorunluluğu getirildi. Le Mans’ da otomobillerin hızı ve performansından çok, dayanıklığı ve yakıt tüketimi önem kazanır. Son dönemlerde araçların iyice hızlanması sebebiyle toplam yarış kilometresi 5000 km’ leri aşmıştır. Güncel rekorsa 5410 km ile 2010 yılında kırılmıştır. Bu rakam şu an ortalama bir F1 yarışının yaklaşık 18, efsanevi Indycar 500’ ünse yaklaşık 6 katıdır.
Le Mans’ da rekabet olduğu kadar bir o kadar da rekabet yoktur. Çünkü 2013 şampiyonu Tom Kristensen bugüne kadar altı kere üst üste olmak üzere toplam 9 kez Le Mans’ ı kazanmıştır. Ayrıca son yıllardaki zaferlerine rağmen Audi, toplam 12 birincilikle 16 zaferli Porsche’ yi halen geçememiştir. Hemen arkalarındansa 9 zafer ile Ferrari gelmektedir. Ferrari bütün zaferlerini, altısı üst üste olmak üzere, 1950-60 yılları arasında yapmıştır. Son genel klasman zaferi 1965 olmasına rağmen, Ferrari GTC kategorisine kendini fokuslamış ve bu kategoride de 2009 ve 2010’ da ilk dört sırayı alarak bir rekora imza atmıştır.
2013 yılında yarışın Audi tarafından 241 km / s ortalama hızla kazanıldığını düşündüğümüzde, dayanıklığının insan üstü bir boyuta taşındığını anlamak hiç de zor olmamaktadır. Ancak tahmin edilenin aksine, Le Mans’ da ölümlü kazalar çok fazla değildir. Yarışın en büyük kazasını 1955’ de Pierre Levegh yapmıştır ve 80 seyirciyle
‘ Le Mans’ ın Audi tarafından 241 km / s ortalama hızla kazanıldığını düşündüğümüzde, dayanıklığının insan üstü bir boyuta taşındığını anlamak hiç de zor değil’
kendisinin ölümüne sebebiyet vermiştir. Bu kaza motorsporlarında güvenlik anlamında bir devrim olmasına yol açmıştır. Hatta bu kaza sebebiyle Almanya ve İsviçre’ de oval pist yarışları 2007 yılına kadar yasaklanmıştır. Bir diğer kaza da 1986’ da Jo Gartner’ ın Porsche’ sini bariyerlere vurmasıyla ölümle sonuçlanmıştır. Son kazaysa ne yazık ki bu seneki Allan Simonsen’ in trajik ölümüdür. Ve hiç şüphe yoktur ki bu kazanın sonucunda güvenlik anlamında önemli değişikliklere gidilecektir. Şimdiden alınan ilk önlem 2014 yılında üstü açık araçların yasaklanmasıdır. Bu yasağa Audi aslında 2011 yılında Allan McNish’ ın üstü açık Audi’ sinin yaptığı büyük kaza sonrası geçmişti ve 2011 yılından sonraki bütün yarış araçlarını üstü kapalı olarak üretti.
Aslında Le Mans( löman) için daha yazılacak ve anlatılacak çok şey var. İlk şampanya kutlamasından tutun da Le Mans start dediğimiz pilotların koşarak araçlarına atlayıp, çalıştırıp start almalarına kadar. Ancak benim aklıma Le Mans deyince sadece birşey kalıyor; süreklilik. Etrafımızda bırakın bir yarışı, kaç tane marka, takım ya da basit bir olgu 90 yılını tamamlayabiliyor? İşte bence bütün mesele bu.
Hepinize keyifli sürüşler... t @ ferhatalbayrak
24 evodergi. com. tr