Bakış Boşluğu Fanzin - 3 Bakış Boşluğu Fanzin - 3 | Page 16

miş biri değil. Sıradan biri, hemen her ailede olabilecek bir delikanlı. Ve Mertkan’ın ailesi hemen hemen Türkiye’nin herhangi bir yerindeki orta sınıf bir aile ile aynı özellikleri taşıyor. Mertkan sorumsuz, bir fikri yok, filmin hiçbir yerinde gülmeyen, düşünen değil itaat eden biri. Babaya itaat ediyor, sistemin istediği biri Mertkan. Baba, devlet rolünde; Mertkan ise halk rolünde olduğu söylenebilir. Mertkan aslında olan bitenin farkında ama ses çıkartamıyor, bir şey diyemiyor, vicdanı sızlıyor bunu filmde söylediklerinden değil ama hareketlerinden anlayabiliyoruz. Anne ise o kadar gerçekçi verilmiş ki filmde ismi yok sadece ‘‘anne’’ hayattaki görevi eş ve anne olmak, bu rollerin dışına çıkmamak. Çıkamadığı için ‘‘bu duygusuz insanları nasıl yetiştirdim’’ diyerek uykuları kaçıyor. Mertkan annesine soruyor ‘‘nasılsın’’ annesi cevap veriyor ‘‘iyi’’ tek kelime. Mertkan ve annesi arasındaki diyaloglar böyle. Böyle bir sevgisizlik, nötrlük hali. Annelerin, pasif izleyici rolünün en yalın halini yansıtıyor. Gül, başka bir hayattan İstanbul’a ge16 liyor sosyoloji okuyor. Oda geldiği yerde aynı çoğunluğun muamelesini görüyor. Aslına Mertkan ile hayatları aynı. Mertkan erkeklik rolü gereği umursamaz ne olursa olsun diyor. Gül ise hayata tutunma derdinde bir el arıyor. Ama Kürt olması, Mertkan’ın ailesinde ters tepkiye yol acıyor. Baba kesin tavrını ortaya koyuyor. O Kürt diyor. Çünkü baba vatanını, devletini sahipleniyor. Sahiplenme, ötekileştirmeyi de beraberinde getirir. Faşizm evimizin içine kadar giriyor. Yeni insanlarla tanıştığımız zaman ikinci üçüncü cümlemizde Nerelisin? diye soruyoruz. Çünkü karşımızdaki kişinin nereli olduğuna göre karakter analizi yapıyoruz. Kendimizi öyle kodlamışız. Hatta öyleki ‘‘ şu şehirden damat alınır ama gelin alınmaz’’ gibi deyişler gayet normal hale bürünmüş durumda. Faşizm ve ayrımcılık kendisini gizleyip ufak parçalar halinde toplumun her kesiminde kendisini gösteriyor. Günümüzde haber bültenlerine bakıldığı vakit, gelen şiddet haberleri bu gizli faşizmin ürünü… Çoğunluğun yarattığı faşizme kendi evimizde, sokağımızda maruz kalıyoruz. Filmde, Gül karakterinin Kürt olması ve sosyoloji okuması dolayısıyla ‘‘Kürt bir kadın nasıl Mertkan gibi birine aşık olur?’’ tarzında eleştiriler yapıldı. Bizim ülkemizde Kürt kimliği bir etnik kimliği ifade etmekten çok politik bir anlam kazandığı için aslında bu eleştiriyi yapanlar da o gizli faşizmin içersine giriyor. Onlara göre Kürt olmak politik ve hayatını şekillendirebileceğin bir kimlik, her zaman ötekileştirilmiş ama ötekileştirmesinin içinde de bir çoğunluk oluşturan bir söylem bu eleştiri. Yani: ‘‘Azınlığın çoğunluğu…’’ Ama Gül, 20 yaşında İstanbul’a okumaya gelen, Burger King’de çalışan bir kadın. Hayata tutunma derdinde bu tutunma politik bir kimlikle değil insani olarak. Gül, bu yönüyle hayata tutunmaya çalışsa bile Kürt olmasından dolayı ona yüklenen