Bakış Boşluğu Fanzin - 3 Bakış Boşluğu Fanzin - 3 | Page 12

oruç tutmak ister. Her ne kadar sen küçüksün denilse de Adem diğer çocuklarında oruç tuttuğunu görür ve gizliden gizliye oruca başlar. Kızgın yaz güneşi, gazoz arabası derken iyice zorlanan Adem sözünü tutmakta kararlıdır. Bu sıralarda anne ve babasının çalıştığı toprak ağası Şevket’in Ankara’da üniversite okuyan solcu oğlu Hasan ile Adem yakın arkadaş olurlar. Hasan, babasından çok işçileri düşünür ve elinden geldiğince onlara yardım etmeye ve bilinçlendirmeye çalışır. Camideki kursta hocanın anlattığı 61 gün kefaret orucu Adem’in kafasına mıh gibi çakılmıştır artık. Öyle ki hocanın çocuklar oruç tutmazlar vurgusunu hatırlamaz ya da hatırlamak istemez. Bu kararlığı, Adem’i eşrefi mahlukat yapacak ve orucu öğretecektir. “Geceyi aç geçirip kılıcına davranmayana şaşarım.” Ebu Zerr Yüksel Aksu ege halkının tüm şirinliğini, samimiyetini ve dürüstlülüğünü gözler önüne sererken onların insani zaaflarını es geçmez. Eksiklerini mükemmel yapmaya uğraşmaz. Çünkü sinema gerçeğin gizlenmiş kesitine açılan bir pencere olmaktan başka nedir ki? Mevcut aşırı iştah ve doyumsuzluk hastalığına karşı, insan iradesinin açtığı bir savaş olmaktan başka nedir oruç? İradi 12 olarak bağımlılıkları ortadan kaldırmaya çabalamaktan başka… İnsanlığın üzerine zulüm ağları ören her düzen, onu açlıkla korkuttu. Kapitalizm, ‘‘eğer bana dahil olup beni beslemezsen aç kalır ve ölürsün’’ tehdidini daha ne kadar sesli söyleyebilirdi. Tüm bu akış içinde bir başkaldırış yolu olan oruç insanın en temel ihtiyaçlarından ayrılması halidir ve bir direniştir. Nefsine ve sisteme karşı insan iradesinin doğruluğu adına bir direnişidir. Film için, sol söylemlerin İslami değerleri kullanarak aşılandığını söyleyen İslamcılar olabileceği kadar sol değerlerin İslami kesime teslim edildiğini söyleyen sol görüşlü insanlarda olacaktır elbette. Ancak bu görüş farklılıkları ortada aşikâr duran insani değerler manzumesini sarsmaz. İnsan için eninde sonunda en kıymete binecek olgu insani değerlerdir. Filmde anlatılanları Anadolu’nun gerçekliğinden, inançlarından kopuk bir sol değer olarak görmek Anadolu halkına ve inançlarına haksızlıktır. Bunu İslamcısı da bilmelidir, Ortodoks Marksisti de. İşte bu noktada Türkiye sinemasına, içinden geldiği Anadolu-Ege insanını, doyumsuz bir ustalıkla tanıtan Yüksel Aksu