Aşiyan Dergisi | Page 32

Makale Bir İhtimal Daha Var, O da... Venedik’te Ölüm DENİZ ÖZLEM ÇEVİK 20. yüzyıl Alman edebiyatının en önemli isimlerinden Thomas Mann, ilk romanı Buddenbrooklar: Bir Ailenin Çöküşü’nü tıpkı hayranı olduğu Goethe gibi genç yaşta yayımlamıştı. Bir ailenin burjuvazinin getirdiği çalışkanlık, disiplin gibi değerlerinin zamanla yok oluşunun anlatıldığı bu romanla büyük bir başarıya ulaşan Mann, aynı zamanda gelecek roman ve öykülerinin de temel meselesini belirlemiş oldu: erdem ve duygu çatışması. Buddenbrooklar romanında bir aile üzerinden anlatılan bu çatışma, 1912’de yayımladığı uzun öyküsü Venedik’te Ölüm’de şair Gustav von Aschenbach’ta vücut buluyor. “Sanat ve sanatçının anlamı” teması üzerinde sıkça duran Mann, Aschenbach üzerinden burjuva ahlakına sahip bir sanatçının estetikle imtihanını anlatıyor. ‘Venedik’te Ölüm’, önlenemez bir kaçış arzusuyla başlıyor. Bir ikindiüstü, Münih’teki evinden çıkıp dolaşmaya başlayan şair Gustav von Aschenbach’ın ruhu, kendine oralı olmayan, başka diyarlardan gelmiş, bir seyyah izlenimi veren hasır şapkalı bir adamı görmesiyle birlikte bir kaçma arzusuna teslim oluyor. Aschenbach’ın iştahını kabartan bu gezme isteği, Venedik’te onu bekleyen yazgısına ulaşması için bir aracı