Röportaj
“Varolmayanlar”
Üzerine
Fantastik Edebiyatın
Öncülerinden Senarist
Doğu Yücel ile Son
Kitabı “Varolmayanlar”
Üzerine Açık Yürekli Bir
Röportaj
ECEM BAYAR, FIRAT DEMİR
“Varolmayanlar”ı okuyanların gözüne çarpan ilk
özellik betimleme ve detayların fazlalığı. Yazınızın bu
kadar sinematografik olmasında senarist olmanızın ne
kadar etkisi olduğu düşünüyorsunuz?
Senarist olmadan önce yazdığım hikâyelerde hep sinematografikti zaten. Ben ilkokulda okuma-yazmayı öğrenir
öğrenmez hikâyeler yazmaya başlamıştım fakat tabii ki o
dönemde yazdıklarım çok çocuksu ve çizgi romanlardan
etkilenen basit ve ilkel yazılardı. O yazılarımda da yine
tasvirler, betimlemeler çok fazlaydı ve sinematografik bir
anlatım vardı. Bunun bence asıl nedeni benim senarist olmamdan daha çok benim sinemadan çok fazla etkilenmiş
olmamdır. Özellikle de yazmaya başladığım dönemde
kitap kurdu değildim ki zaten ilkokulda başladım ve o
dönemde çoğu insan zannedersem roman okumaz. “Star
Wars”, “E.T.”, “Back To the Future” gibi filmlerden etkilenerek hikâyeler yazmaya başlamıştım. Sinemadan çok
etkilendiğim için dilim sinematografik bir anlatıma yatkın
oluyor.
Gündelik dil, argo hatta zaman zaman küfürlerle bezenmiş diliniz göze çarpan ikinci özellik gibi
görünüyor. Dilin bu kullanımı kitabı daha gerçekçi
yapmak adına mı? Bu anlamda sizin fantastik bir
gerçekçi olduğunuz söylenebilir mi?
Ben de o terimi kullanıyorum. Öyle bir terim var mı
yok mu bilmiyorum; ama ben de kendi türüme fantastik gerçekçi diyorum; çünkü doğrudan fantastik edebiyat dediğimiz zaman insanların aklına ilk gelenler
“Yüzüklerin Efendisi” gibi bambaşka bir dünyada,
28
AŞİYAN
diyarda geçen ve farklı ırkların maceralarının olduğu
fantastik kurgu kitapları oluyor. Ama mesela ben “büyülü
gerçekçilik” lafını da çok seviyorum. O da Italo Calvino,
Marquez gibi isimlere söylenen türdür;
fakat Türkiye’de pek fazla bilinmiyor.
“Büyülü gerçekçilik” dediğiniz zaman insanların aklına “Harry Potter”
türü romanlar geliyor. O nedenle bu
terimi kullanmak bana uymadığından
ben kendime fantastik gerçekçi demeyi
tercih ediyorum. Ben gerçek dünyada
bir hikâyenin başlayıp hikâyenin bir
yerinde bir kırılma noktası yaratıp o
gerçekliği bozmayı seviyorum.
Bir edebiyat dergisinin forum sayfasında kitapta sıkça
kullandığınız yabancı kelimelerin
cümleye serpiştirilmesi ciddi derecede eleştiri aldı. Siz de bu konuyla
ilgili bir savunmada bulunmadınız.
Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
Türk edebiyat camiasındaki eleştirmenler ve kanaat
liderleri maalesef fantastik edebiyatı bilmiyorlar ve
kabul etmiyorlar ama beri yandan bu türde yazılan
kitapları eski temel taşlarını bilmeden özellikle olumsuz
yönde eleştirmeyi çok seviyorlar. Stephen King’in bile
kitaplarını okumayan, okusa da eleştiren, tepeden bakan
ve sevmeyen şahıslar tabii ki benim kitaplarımı sevmez
çünkü Stephen King bu türün en büyük eserleri oluyor ve
benim onları aşmama imkân yok. Bu durumu bir yandan
pek fazla önemsemesem de bir yandan üzülüyorum
çünkü Türk kültürü bence fantastik edebiyattan
beslenen bir kültür. Halkımız oldukça hayalperest ve
Türk Edebiyatı eskiden Nasreddin Hocalardan “Binbir
Gece Masalları”na kadar fantastik unsurları bol olan