Aşiyan Dergisi | Page 25

Dosya dinin olduğundan yola çıkarak, şiirin bazı bölümlerinde din üzerine yürür şair. Muhtemelen, Mehmet Âkif’i en çok kızdıran ve onu cevap yazmaya iten bölümler de ağır din eleştirilerinin bulunduğu bölümler ile Tanrı’nın varlığından ‘kuşku’ duyulan bölümler olmuştur. … Din şehit ister, göklerse kurban, Her zaman, her tarafta kan, kan, kan! … Yırtılır ey köhne kitap yarın Fikirlere mezar olan sayfaların. 4 Şiirin bu bölümlerinin Mehmet Âkif’in zihnini epey meşgul ettiğini Mithat Cemal’in aktardığı, kendi cümlesinden anlıyoruz: -yukarıda sadeleştirilmiş şekli bulunan Yırtılır ey kitab-ı köhne, yarın Mahtel-i fikr olan sahifelerin beytini kastederek- “Bu beyit beynimde aylarca öttü.” Netice olarak, Mehmet Âkif beyninde ötüp duran bu dizeye ve kişisel olarak da Tevfik Fikret’e, münakaşayı başlatacak olan cevabı kaleme alır. Berlin Hâtıraları’nda yer alan bu cevapta Tevfik Fikret açısından sıkıntı verici olan ve zamanla bu münakaşanın simgesi haline gelen dikkat çekici bir bölüm vardır: ... Şimdi Allah’a söver, sonra biraz bol para ver Hiç utanmaz Protestanlara zangoçluk eder. şiirinin başına da, Mehmet Âkif’in eleştirilerinden en çok içerlediği, ‘zangoç’ ifadesinin yer aldığı bölümü koyar ve şiiri de doğrudan ‘Molla Sırat’ diyerek seslendiği Mehmet Âkif’e ithaf eder. Tevfik Fikret bu şiirinde, Mehmet Âkif’e, dine bakış açısının Tarih-i Kadim şiirindeki hale gelişini anlatarak cevap verir. “... Doğruluk, sevgi ve vefa ve tevazu / Merhamet. iyilik ve yurtseverlik, hakkaniyet / Sonra bir şaire zangoç dememek...” dizeleriyle ise doğrudan Mehmet Akif’in ‘zangoç’ nitelemesini eleştirir ünlü şair. Tarih-i Kadim’e Zeyl’in yayımlanmasından sonra Mehmet Âkif’in buna cevap vermeyişi ile birlikte tartışma bitti sanılsa da, Tevfik Fikret’in 1915’teki ölümünden sonra Mehmet Âkif içinde yine ‘zangoç’ ifadesi geçen bir şiir kalem alır. Mehmet Âkif’in bu kez tüm Servet-i Fünun üyelerini kapsayan eleştirileri öncekilerden çok daha ağır olur.5 Nihayetinde, Tevfik Fikret cevap verecek durumda olmadığından ikili arasındaki münakaşa son bulur. Kimi zaman çeşitli ideolojilerin markajı altına giren bu tartışma günümüzde bile gündeme getirilmektedir. İki şairin birbirlerine seslenişleri olan ‘zangoç’ ve ‘molla’ ifadeleri ile tartışmanın sembolik olarak Batılıcılık-İslamcılık yönü belirlenmiş olsa da, bugünlerde tartışmanın bu iki kutuplu yönüne, dönemin şartları göz önüne alınmaksızın, daha fazla vurgu yapılmaktadır. Fakat her ne olursa olsun şunu da unutmamak lazımdır ki bunca tartışma sürmüş ve hala sürüyor olsa da ele alınan iki şairin de ortak özelliği olan hakkaniyet duygusu, ne taraftan bakılırsa bakılsın, ne şekilde anlaşılırsa anlaşılsın hakkaniyettir. İster Âkif’çe olsun, ister Fikret’çe… Eski Çağlar Tarihi Mithat Cemal Kuntay, Mehmet Âkif – Hayatı, Seciyesi, Sanatı 3 Devr-i İstibdâd : Baskı dönemi. II. Abdülhamid’in I. Meşrutiyet’e son verişinin ardından İttihad ve Terakki partisi tarafından devre verilen ad. 4 Bu bölümlerin sadeleştirilmiş biçimleri Orhan Karaveli’nin Tevfik Fikret ve Halûk Gerçeği isimli kitabından alınmıştır. 5 Abdullah Uçman, Bir Muhalif Kimlik Tevfik Fikret, Tevfik Fikret – Mehmet Âkif Münakaşası. 1 2 Mehmet Âkif’in Tevfik Fikret için ‘zangoç’ sıfatını kullanması, şairin o dönemde bir Protestan okulu olan Robert Kolej’de öğretmen olmasından ileri geliyor. Bu ifadelere sinirlenen Tevfik Fikret, Tarih-i Kadim’e bir ek ve aynı zamanda da Mehmet Âkif’e cevap olması açısından Tarih-i Kadim’e Zeyl şiirini kaleme alır. Bu AŞİYAN 25