Dosya
dinin olduğundan yola çıkarak, şiirin bazı bölümlerinde
din üzerine yürür şair. Muhtemelen, Mehmet Âkif’i en
çok kızdıran ve onu cevap yazmaya iten bölümler de
ağır din eleştirilerinin bulunduğu bölümler ile Tanrı’nın
varlığından ‘kuşku’ duyulan bölümler olmuştur.
… Din şehit ister, göklerse kurban,
Her zaman, her tarafta kan, kan, kan!
… Yırtılır ey köhne kitap yarın
Fikirlere mezar olan sayfaların. 4
Şiirin bu bölümlerinin Mehmet Âkif’in zihnini
epey meşgul ettiğini Mithat Cemal’in aktardığı, kendi
cümlesinden anlıyoruz: -yukarıda sadeleştirilmiş şekli
bulunan Yırtılır ey kitab-ı köhne, yarın Mahtel-i fikr
olan sahifelerin beytini kastederek- “Bu beyit beynimde aylarca öttü.” Netice olarak, Mehmet Âkif beyninde ötüp duran bu dizeye ve kişisel olarak da Tevfik
Fikret’e, münakaşayı başlatacak olan cevabı kaleme alır.
Berlin Hâtıraları’nda yer alan bu cevapta Tevfik Fikret
açısından sıkıntı verici olan ve zamanla bu münakaşanın
simgesi haline gelen dikkat çekici bir bölüm vardır:
... Şimdi Allah’a söver, sonra biraz bol para ver
Hiç utanmaz Protestanlara zangoçluk eder.
şiirinin başına da, Mehmet Âkif’in eleştirilerinden en
çok içerlediği, ‘zangoç’ ifadesinin yer aldığı bölümü
koyar ve şiiri de doğrudan ‘Molla Sırat’ diyerek
seslendiği Mehmet Âkif’e ithaf eder. Tevfik Fikret bu
şiirinde, Mehmet Âkif’e, dine bakış açısının Tarih-i
Kadim şiirindeki hale gelişini anlatarak cevap verir. “...
Doğruluk, sevgi ve vefa ve tevazu / Merhamet. iyilik
ve yurtseverlik, hakkaniyet / Sonra bir şaire zangoç
dememek...” dizeleriyle ise doğrudan Mehmet Akif’in
‘zangoç’ nitelemesini eleştirir ünlü şair.
Tarih-i Kadim’e Zeyl’in yayımlanmasından
sonra Mehmet Âkif’in buna cevap vermeyişi ile birlikte tartışma bitti sanılsa da, Tevfik Fikret’in 1915’teki
ölümünden sonra Mehmet Âkif içinde yine ‘zangoç’
ifadesi geçen bir şiir kalem alır. Mehmet Âkif’in bu
kez tüm Servet-i Fünun üyelerini kapsayan eleştirileri
öncekilerden çok daha ağır olur.5 Nihayetinde, Tevfik
Fikret cevap verecek durumda olmadığından ikili
arasındaki münakaşa son bulur.
Kimi zaman çeşitli ideolojilerin markajı
altına giren bu tartışma günümüzde bile gündeme
getirilmektedir. İki şairin birbirlerine seslenişleri olan
‘zangoç’ ve ‘molla’ ifadeleri ile tartışmanın sembolik
olarak Batılıcılık-İslamcılık yönü belirlenmiş olsa da,
bugünlerde tartışmanın bu iki kutuplu yönüne, dönemin şartları göz önüne alınmaksızın, daha fazla vurgu
yapılmaktadır. Fakat her ne olursa olsun şunu da unutmamak lazımdır ki bunca tartışma sürmüş ve hala
sürüyor olsa da ele alınan iki şairin de ortak özelliği olan
hakkaniyet duygusu, ne taraftan bakılırsa bakılsın, ne
şekilde anlaşılırsa anlaşılsın hakkaniyettir. İster Âkif’çe
olsun, ister Fikret’çe…
Eski Çağlar Tarihi
Mithat Cemal Kuntay, Mehmet Âkif – Hayatı, Seciyesi,
Sanatı
3
Devr-i İstibdâd : Baskı dönemi. II. Abdülhamid’in I.
Meşrutiyet’e son verişinin ardından İttihad ve Terakki
partisi tarafından devre verilen ad.
4
Bu bölümlerin sadeleştirilmiş biçimleri Orhan
Karaveli’nin Tevfik Fikret ve Halûk Gerçeği isimli
kitabından alınmıştır.
5
Abdullah Uçman, Bir Muhalif Kimlik Tevfik Fikret,
Tevfik Fikret – Mehmet Âkif Münakaşası.
1
2
Mehmet Âkif’in Tevfik Fikret için ‘zangoç’ sıfatını
kullanması, şairin o dönemde bir Protestan okulu olan
Robert Kolej’de öğretmen olmasından ileri geliyor. Bu
ifadelere sinirlenen Tevfik Fikret, Tarih-i Kadim’e bir
ek ve aynı zamanda da Mehmet Âkif’e cevap olması
açısından Tarih-i Kadim’e Zeyl şiirini kaleme alır. Bu
AŞİYAN
25