AVRUPA KULTUR YILLIK 2016-2017 AVRUPA KULTUR YILLIK 2016-2017 | Page 85

ma fırsatı bulmu�tum . Uğur o gün katılmasını ve Yılmaz Güney�e ili�kin anılarını bizlerle payla�masını rica ettiğim üç arkada�tan biri olarak geldi ve kısa tanıtım konu�mamdan sonra anılarını cömertçe sundu . İlk kez bu vesileyle 1981 sonunda , o günlerde Güney�e yardımcı olan ve bunu herkesten gizleyen Yavuzer Çetinkaya aracılığıyla , Yılmaz Güney�le tanı�tığını ve ilk görü�me sonrasında Yol�un seslendirilmesinde çalı�abilecek Paris�teki Türkleri ve Kürtleri seçme i�iyle görevlendirilmesini ve bu i�i Barbès�teki küçük bir stüdyoda nasıl yaptığını anlattı . Anılarını anlatması için davet ettiğim Nezihe de Uğur Hüküm�ün seslendirme için Kürtçe bilenleri aradığını bir Ermeni arkada�ından duyduğunu ve bunun üzerine Uğur�la görü�meye gittiğini ve sonrasını anlattı . Uğur ve Nezihe sayesinde Güney�in o sıralardaki çalı�ma anlarını ve yöntemini dinledik . Böylece o günlerde Güney�in çevresinde çok sınırlı ve küçücük bir takımın bulunduğunu öğrendik . Bu takımda Yavuzer ile Uğur yanında , Gaye Petek , Neriman Petek , Mehmet Ulusoy , Keriman Ulusoy gibi isimlerin bulunduğunu da . Toplantı sonrasındaki sohbetimiz sırasında Uğur�a bunları artık bir an önce yazmasını ve yayınlamasını anımsattığımda , �Yazıyorum , dedi , bütün geçmi�imi , anılarımı anlattığım bir kitapta bunları da aktaracağım . � Bize artık bu çalı�masının yayınlanıp meraklılarına ula�tırılmasını beklemek kalıyor .
Uğur o günkü konu�masında geçmi- �ini de kısaca özetledi : İstanbul �ehir Tiyatrosu�nda kadrolu oyuncu olarak çalı�masını , Tuncel Kurtiz�le tanı�masını , 1969-1973 arasında ODTÜ�deki öğrencilik dönemini , Paris�e geli�ini , Thomson Fabrikası�ndaki i�çilik hayatını ve bunun onbe� yıl kadar sürü�ünü , sendikacı militanlığını , Fransız Komünist Partisi üyesi olmasını , gazetecilik ya�amını , radyo deneyimlerini , yaptıklarını ve yapamadıklarını da ... Bunların tümünü daha kapsamlı bir biçimde anılarında bulacağımızı umuyorum . O gün Uğur bize yazmakta olduğu anılarının ilk versiyonundan bir dilim sundu desem yeridir . Hepimiz merak ve hayranlıkla dinledik . Sayesinde tiyatro , sinema , sanat , medya , radyo ve gazetecilik konularında dünya kadar �ey öğrendik .
Uğur önce genç bir öğrenci , daha sonra yeti�kin bir insan olarak ya�amı boyunca tanık olduğu bütün askeri darbelere kar- �ı tavır takındı . Tavır takınmakla kalmadı , karanlığın yırtılması ve güne�in doğması için kararlı , ciddi , düzenli ve sürekli bir biçimde çalı�tı . Bu konuda özellikle 12 Eylül 1980 darbesi öncesi ve hemen sonrasında yaptıklarını Doğan Özgüden�in �Vatansız Gazeteci� üst ba�lıklı anılarının �Sürgün Yılları 1971-2011� isimli ikinci cildinden neredeyse günü gününe izlemek mümkün . Asıl dikkati çeken ve hayranlık uyandıran Uğur�un düzenli bir biçimde hep en tutarlı tavırları takınmı� olması . Bu elbette ya�anılanlar ya�andıktan , yapılanlar yapıldıktan sonra saptanabildi . Oysa o günlerde tutarlı tavır takınanların nasıl kenara itildiklerini bir parça biliyorduk , kalanını ise Doğan Özgüden�in kitabından gerçek kahramanlarının isimleri ve yaptıklarıyla öğreniyoruz . Bu konuları da Uğur�la konu�tuk ama maalesef zamanımız elveri�-
73

SADECE TAVIR TAKINMAKLA KALMADI , KARANLIĞIN YIRTILMASI VE GÜNEŞİN DOĞMASI İÇİN KARARLI , CİDDİ , DÜZENLİ VE SÜREKLİ BİR BİÇİMDE ÇALIŞTI .