✤
✤ duyma duyusu çirkin kavramına oldukça pozitif bir alan açar . Tabii sesin kaydedilerek tekrar tekrar dinlenebilmesi olasılığını göz ardı etmemek gerekir . Kulak sürekli duyduğu bir sese kar�ı algısını deği�tirebilir . Yani aynı ses bir süre sonra rahatsız edici özelliğini kaybedebilir . Aynı �ey daha geçici olan koku için geçerli değildir .
✤
HENDERSON ' UN
AMACI , OKUYUCUNUN KENDİ ÇİRKİN
KAVRAMINI MERCEK ALTINA ALMASI , HATTA ONU DEŞİP
ALTINDA YATAN TÜM YARGILARI YÜZEYE
ÇIKARMASI .
✤ duyma duyusu çirkin kavramına oldukça pozitif bir alan açar . Tabii sesin kaydedilerek tekrar tekrar dinlenebilmesi olasılığını göz ardı etmemek gerekir . Kulak sürekli duyduğu bir sese kar�ı algısını deği�tirebilir . Yani aynı ses bir süre sonra rahatsız edici özelliğini kaybedebilir . Aynı �ey daha geçici olan koku için geçerli değildir .
Koku algı hiyerar�isinde daha a�ağıda yer alan bir duyu . Vücut pek çok kötü ses ürettiği gibi , pek çok kötü koku da üretiyor . 18�inci yüzyıl Fransa�sında kokmak kesinlikle olumsuz bir durum değildi . Hatta doktorlar hastalarına vücutlarından çıkan kokuya göre te�his koyarlardı . 1789�daki Fransız Devrimi�nden sonra durum deği�ti . Hijyen , modern hayatın bir olgusu haline geldi . Hatta öyle ki , koku ve tehlike e�anlamlı hale geldi . Günümüzde kokuların nötr olduğu alanlar polisler tarafından daha az kontrol edilir . Çünkü koku ve güvenlik arasında bir bağlantı kurulur .
KÜLTÜRDE TAT DUYUSU
Tat duyusuna gelince , duyular arasında kültüre en bağlı olan duyu tattır . Farklı kültürlerin mutfaklarında , diğerleri için iğrenç ya da dayanılmaz olarak nitelendirilecek pek çok yemek türü var . Ne var ki , doğal kaynakların giderek azalması durumu , günümüz topluluklarında belki de gelecekteki tek besin kaynağının böcekler olacağı ikrini güçlendiriyor . Diğer taraftan eğlence sektöründe �Fear Factor� gibi programlarla , izleyiciyi �ok içinde bırakarak , iğrenme duygusunu kullanan çirkin tatlar sermayele�tiriliyor . Halbuki yediğimiz �eyler aslında tamamen kültürel , kesinlikle doğal değil . Bizim için çirkin tatların belirlenmesi kesinlikle alı�kanlık . Çirkin tadın temelinde ise tamamen modern bir korku var : İnsanın tüketilebilir organik yapısı . İnsan vücudunun toprak altında ya da üstünde çürümesi ya da tüketilmesi , modern insanın temel korkusu .
Dokunma ise tüm duyular arasında çirkin ve suçlu olma potansiyeli en yüksek olan duyu . Duyularda da çirkinin belirlenmesinde korku ve kültür faktörü yeniden kendini gösteriyor .
Henderson çirkinliği ele alırken onu neredeyse sadece kültürel bazda inceliyor . Bu anlamda kitap , çirkinlik gibi kendi içinde sınırsız imkanlar sunan bir kavramı inceleme konusunda zayıf gibi görünmekle birlikte , ki aslında öyle , yazarın sonuç bölümünde kendi eserini aynı kavram altında değerlendirmesi ve yaptığı özele�tiri ile farklı bir boyuta giriyor . Yazar kitabına yapılabilecek bu ele�tirinin tam olarak farkında , fakat o da belirtiyor ki , çirkinlik gibi geni� bir kavramın her yönüyle ele alınıp incelenmesi mümkün değil . Henderson�ın amacı , okuyucunun kendi çirkin kavramını mercek altına alması , hatta onu de�ip altında yatan tüm yargıları yüzeye çıkarması . Bu açıdan bakıldığında Henderson , verdiği örnekler ve kurduğu bağlantılar ile amacına ula�ıyor .
Çirkinlik ve güzellik , her ikisi de oldukça göreceli kavramlar , toplum ve kültür tarafından belirlenmekle birlikte , ki�isel geli�im ile farklıla�tırılıp dönü�türülebilir . Hele ki günümüzde , çirkin neredeyse tüm alanlarda kendine daha güçlü bir yer edinmekte , fakat bunu yaparken kendi tanımını da dönü�türmekte . Çirkin güzelin yerini almıyor , ama çirkin ve güzel arasındaki ili�ki dönü�üyor , birbirlerini tamamlayan bir çift haline geliyor . Çirkine ait her �ey güzele müdahil olurken , güzel olan her �ey de çirkinin içine giriyor ...
46