Aralık 2016 | Sayı: 10
EDZARD REUTER’ İN, BABASI ERNST REUTER VE TÜRKİYE ÜZERİNE SAPTAMALARI
Gerileyen aydınlanmaya dışarıdan bakış
Çocukluğu ve ilkgençliği, Nazi Almanyası’ ndan kaçan babası Ernst Reuter ile birlikte geldiği Türkiye’ de geçen dünyaca ünlü menajer Edzard Reuter, aydınlanmacı genç cumhuriyetin Nazi baskılarına direnişini, diktatörlük suçlamalarının temelsizliğini ve aydınlanmanın bugünkü anlamını dergimize anlattı.
- Batı’ da uzun zamandır bir moda var: Atatürk Türkiyesi, özellikle de 30’ lu yıllar, karanlık bir diktatörlük olarak sunuluyor. Ancak sizin babanız, görünen o ki, aydınlanmacı Türkiye Cumhuriyeti’ nin kurulmasını büyük bir anlayı�la kar�ıladı. Babanızla, hiç ailesiyle ya�adığı o Türkiye üzerine konu�tunuz mu? Bir ba�ka deyi�le, babanızın
Türkiye ve Atatürk’ ün siyaseti ya da çabalarına yönelik değerlendirmelerini hatırlıyor musunuz?
EDZARD REUTER – Annemin ve babamın yazgısı doğrudan genel siyasi gelişmelere bağlıydı. Buna, elbette bize Nazi tiranlığından koruma sağlamış ülkenin değerlendirmesi de dahildi. Babamın, Atatürk ve ondan sonra göreve gelenlerin, Türkiye’ yi, devletleri özgürlükçü demokrasinin temellerine dayanan uluslar topluluğu yoluna sokmak için gösterdiği şaşmaz kararlılıktan etkilendiğini çok iyi hatırlıyorum. Bunun, Türkiye’ nin geride bıraktığı ve bazı geriye yönelmiş dirençler karşısında zor bir yol olduğunu herkes biliyor. Mamaih Kemalist ilkelerin geniş bir çoğunluk tarafından taşınması ve desteklenmesinden sonra, Ernst Reuter bu yolun kararlılıkla ilerletilebileceğinden ve pek uzak olmayan bir gelecekte de tamamlanacağından emindi.
- Babanızın görü�üne göre, Türkiye Cumhuriyet 30’ lar ve 40’ ların Avrupa’ sı için nasıl bir �anstı? Belki babanızla bu konuyu bu açıklıkla hiç konu�madınız. O zaman siz kendi ki�isel görü�ünüzü aktarabilirsiniz.” rnest Reuter gibi o dönemin Avrupa politikasında ağırlıklı bir ki�iliğin bu Türkiye’ yi yine o dönemin ilerici bir ��ansı� olarak
nasıl gördüğünü söyleyebilir misiniz?
EDZARD REUTER – Babam, Türkiye’ nin dünya savaşından sonra özgürlükçü ülkeler kümesine dahil olacağından emindi. Bu anlamda, Atatürk’ ün halei olarak İsmet İnönünü’ nün de iyi anladığı bu cesaret ve kararlılıkla, Türkiye’ yi kendi safında savaşa bulaştırmak isteyen Nazi baskısına direnmesinden özellikle etkilenmiştik. Ernst Reuter, bunun da ötesinde, şundan hareket ediyordu: Anadolu’ nun yüzyıllara dayalı gelenekleri, deneyimleri ve kültürleri, savaşın bitmesinden sonra gerek siyasal gerekse genel toplumsal açıdan önemli oranda barış içinde birlikte yaşayan bir halklar topluluğunun gelişmesine katkıda bulunabilirdi.
- Siegfried Heimann’ ın da dikkat çektiği gibi, Lenin bile babanız hakkında, onun �parlak ve açık kafalı, ancak fazla bağımsız� biri olduğunu kaydetmi�ti. Bir ba�ka yazar Heinz Reif, Kemalist Türkiye tarihi için Reuter’ in bir tür kilit igür değil, aynı zamanda bir kilit kavram olduğu görü�ünde. Reuter’ in tutumu dünkü ve bugünkü
Türkiye’ yi anlamak için bir �kilit kavram� mı gerçekten?
EDZARD REUTER – Güncel gelişmelerin arka planında, babamın Türkiye’ nin siyasal geleceği üzerine yaptığı değerlendirmeleri hatırlamanın yanlış olamayacağını düşünüyorum. Bu, öncelikle Türkiye’ de bugün sorumluluk taşıyanlara tavsiye edilebilir.
- Babanız AB“’ ye değil Türkiye’ ye göç etmeyi tercih etmi�ti. Bunu siz nasıl görüyorsunuz yıllar sonra baktığınızda? Kemalist Türkiye’ nin olumlanması olarak yorumlanamaz mı?
EDZARD REUTER – Nazi diktatörlüğünün zorlamasıyla yurdundan kaçışı ertesinde babam, kendisinin ve ailesinin nerede bir sığınak bulabileceği konusunda serbest bir seçimle karşı karşıya kalmadı. Türkiye’ de, kendisini tatmin eden iş bulabilmesi ve genç insanların eğitimine katkı sağlaması, bizim için daha çok yazgımızın güzel bir tesadüfüydü.
İnsan hakları, demokrasi, yargının bağımsızlığı, özgür basın: Türkiye’ deki çabasına da temel aldığı bu değerler için yaşadı Ernst Reuter, işte o dönem gençlerinin torunlarının kuşağında bile hâlâ bu temel ilkeleri hatırlayanların bulunması, bana hep çok derin biçimde dokunuyor.
- Türk gazeteci Can“ ündar’ a bugünkü Türkiye’ nin veya” rdoğan Türkiyesi’ nin Nazi döneminin ba�langıçlarını hatırlattığını söylediniz. Çocukluğunuzun ve ilkgençliğinizin Türkiye’ si ile bugünkü Türkiye’ yi kar�ıla�tırabilir misiniz?
EDZARD REUTER –– Genelgeçer ifadeler kullanmak bana uymaz. Can Dündar’ ın da çok doğru bir biçimde aktardığı kişisel izlenimlerime ekleyebileceğim ve eklemek istediğim bir şey yok.( FHF)
23